Sözlüklerde anlamı süs ve ziynet olarak karşılanan hilye, İslam sanatlarında Hz. Peygamber'in fiziksel özellikleri ve güzelliğini sade bir dille detaylı biçimde anlatan eserlere verilen genel addır. ..
Yermük muharebesinde Rumlar, müslümanların karşısına 200.000 kişilik muazzam sayıda bir ordu çıkarmışlardı. Müslümanlar ise Şam civarında, fethetmiş oldukları yerlerin hemen hemen hepsini bırakıp kuvvetlerini bir yerde toplamaya karar verdiler. İslam orduları kumandanı Hazret-i Ebu Ubeyde radıyalla..
Peygamberimiz (s.a.v.), yaşı büyüyüp peygamberlikle vazifelendirildiğinde bu olayı daima hatırlardı. İbn Hişâm’ın kaydettiğine göre ashâb-ı kiram bir gün: “Yâ Resûlellâh! Kendi hayatınız hakkında bize bir şey anlatınız!” dediklerinde Efendimiz Hazretleri şunları söylemişti:..
Nu’man b. Beşir (radıyallahü anh) anlatıyor: Rasûlullah aleyhissalâtü vesselam buyurdular ki: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü’minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler.” (..
Haşim ve Muttalib oğulları Şı’b’da üç yıl kuşatılmış bir halde kaldıktan sonra, Kâbe’nin içinde asılı sahifeye, Yüce Allah ağaç kurdunu (güvesini) musallat etti. Güve; sahifede, Allah’ın ismi anılan “Bismikallahümme / Senin isminle başlarım ey Allah” cümlesi dışında, zulüm ve cevr ifade eden her şe..
Parana ve altınına güvenme. Bunlar bir gün biter. Elinden gidince pişmanlık duyarsın. İçin bozulur. Harap olursun. Sebeplere dayanmak insanı mânevi duygulardan mahrum eder. İmanı zayıflatır. Allah'a tevekkül eyle; O sana kuvvet verir. İşlerinde sana yardım eder. Lütuflarını bol bol yağdırır. Alla..
Peygamberimizin hayatını ve faaliyetlerini konu alan eserlere Siyer veya Siyer-i Nebi dendiğini biliyoruz. Birçok âlim, tarihçi ve sanatkâr son Peygamber (s.a.)in hayatını incelemiş, konu ile ilgili düşünce tespit ve yorumlarını kaleme almıştır. İlk asırlarda nesir-düzyazı olarak başlayan bu faaliye..
Peygamberimizin vefâtından sonra Bilâl-i Habeşî ayrılık acısına tahammül edemez olmuş, artık bir daha ezan okumamıştır. Rasûlullâh’a (s.a.s)olan muhabbetiyle her gün yanıp tütüyor, gözyaşı döküyordu. ..
Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya'ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinsten... Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Elema..