Muridan
Arif-i Billah Hayri Baba Hazretlerinin Isparta Sohbeti

Arif-i Billah Hayri Baba Hazretlerinin Isparta Sohbeti

Derse başlamadan evvel bir iki konu hakkında konuşmak istiyorum. Evlatlar, kardeşler! Biz Rasûlullah Hz. Muhammed Mustafa S.A.V. Efendimizin partisindeniz.

Ondan sonra partimiz, mensubu bulunduğumuz Sultanü'l-Evliyâ Bazü'l-Eşheb Gavsu'l-A'zam Mahbûbu Sübhânî Gavsü's-Samedânî Şeyh Abdülkadir-i Geylânî Efendimizin partisine mensubuz, o partideyiz. Bizim siyasi partilerle pek bir alakamız, işimiz yoktur. Bu vesile ile zamanımızda bazı cahilane hareket edip parti yüzünden tarikatından soğuyanlar, vazgeçenler olduklarını duyuyoruz ve bu yüzden kırılıp, kalpleri bozulup, feyizlerine mani oluyor, olduklarını hissediyoruz. Onun için biz böyle partizanlık, falan parti gavur, falan parti Müslüman falan felan diye, böyle efendim partizanlık yapıp parti mutlaka falan partiye filan partiye vereceksiniz diye bir şey yok, buna bir işaretimiz yok,  yalınız ve yalınız biz Müslümanlar, vatandaş olmak dolayısı ile üç, dört senede bir seçim yapılıyor, bu seçimlerde bizim üzerimize düşen vazife iyice düşüneceğiz arıyacağız, tüzüklerini okuyacağız sual edeceğiz, hangi parti İslam dinine elverişli yardımı var,  İslam dinine hizmeti saygısı varsa, olacaksa o partiye reyimizi vereceğiz bu kadar. Yoksa falan parti şöyle falan parti böyle,  herkes kendi elini vicdanına kor istediği partiye reyini verir, bu parti yüzünden tarikatından zikrinden fikrinden soğumaya mahal yok, bizim partiyle bir şeyimiz yok. Biz işte arz ettiğim gibi Resulullah s.a.v. efendimizin partisi hz. Şeyh Abdulkadir’in partisine mensubuz.

İkincisi, derslerimize devam edelim, ölüm var ahiret var, son nefes tehlikesi, kabir azabı, daha kötüsü mahşer, cennet, cehennem, bunlar hepsi hak. Görüyorsunuz camilerde vakit vakit cenazeler bizim gibi insan evladı, mal mülk sahipleri getiriliyor, er kişi namazına, er kişi niyetine kadın kişi niyetine diye allahuekber diye namazlarımız kılınıyor bir gün bizleri de o musallaya çıkaracaklar bu dünya fanidir gelip geçicidir bekası vefası yoktur ne servetinin ne hayatının ne şunun ne bunun bir devamı bekası yoktur kimseye kalmış değildir. Hz. Adem’den bu zamana kadar ne enbiyası ne evliyası ne zengini ne kumandanı ne padişahı hiç kimseye kalmış değildir yinede kalmayacak bizde burayı bir gün ister istemez terk edeceğiz. Bura geçici fani bir yerdir, ahiret evine imana çalışmak lazım bununda en büyük kazancı gerek ayetle gerek hadislerle gerek evliya ulemanın kelamı ile sabittir, en büyük faydası bizi azaptan kurtaracak kalbimizi temizleyecek, Hakka ulaştıracak, nefsi şeytanı mağlup edecek Allah’ın c.c. zikri tevhididir.  La ilahe illallah zikrine, ismi celal, Kur-an, salavat, istiğfara devam etmemiz lazım. Allah c.c. nasip etmiş en yüksek en ala kuvvetli bir tarikten ders almışız ve söz vermişiz bize söz vermediniz ta Resulullah Efendimize kadar bu zincir oraya kadar gidiyor, Cenabı Hakka kadar söz verdiniz. 24 saatte bir defa derslerinizi 33’er 100’er ne ise okumayı vaad ettiniz bunu yapmazsanız çok büyük zarara uğrarsınız ve bazı kitaplarda evliyalar yazıyorlar tevbe-i telkin alıp ders alıp da derslerini terk edenlerin manen batının suretleri arkasına döneceğini. Arkasına döner diyor, diyorlar büyük zarar büyük tehlike çünkü Lailahe illallah, Allah zikrine devam edipte dağın tepesine çıkmış oradan bu zikri dilinden bırakmak demek dağın tepesinden aşağı düşüp de paramparça paramparça olmak gibidir. Onun için tevbe istiğfar edin, derslerini tembellik edip veyahut nefsine şeytana uyup terk edenler varsa derslerinize devam edin derslerinizi bırakmayın sonra Allah’ın zikrine toplantıya da devam edin toplantı zikrinin fazileti pek çok cenabı peygamber s.a.v. halaka-i zikir, zikir meclisleri cennet bahçelerinden bir bahçedir, uğrarsanız meyvelerinden istifade edin diye buyurmuştur. Sonra bir zaman gelir ki bir defa daha “Lailahe illallah” diyeyim dersin de ele geçmez, bu dil söylemez olacak bu göz görmez olacak bu el tutmaz olacak bu ayak yürümez bir hal alacak böyle bu hal gelecek bir gün o zaman eyvah eyvah bu kadar ömrümüz var geçti boş geçti de Rabbimizi zikretmedik Rabbimize ibadet etmedik diye nedametler duyacağız. Önümüzde büyük tehlikeler var onun için söz verdik vaad ettik kendi saadetimiz için derslerimize muntazaman aksatmadan devam edelim ki feyzimiz kesilmeye. Bakın şuraya elektrik cereyanı geliyor yoldaki ana hatta bağlanmış da belediyeye her gün her ay ne ise parasını veriyoruz da cereyan geliyor, bağlanmasa cereyan gelmediği gibi ve bu cereyanında ücretini vermediğimiz gibi cereyanı kesiyorlar karanlıkta kalıyoruz. Manevi cereyanda Resulullah s.a.v. efendimizden geliyor oraya söz verdik, oraya bağlandık bağlanmazsak cereyan alamadığımız gibi ve onun ücreti olan yevmi derslerimizi de yapmazsak belediyenin parası vermeyip de cereyan kesildiği gibi manevi feyiz cereyanı kesildi mi zulümatta karanlıkta kalırız, şeytan bize daha ziyade tasallut eder yaklaşır, derken bütün bütün zikirden ibadetten uzak kalırız sonra bütün tehlikeye hüsrana büyük zarara uğrarız, Ayık kalın, uyanık olalım derslerimize devam edelim, bırakmışsak yapmamışsak tevbe edelim zikrimize tarikimize yolumuza hüsnü salatla hüsnü amelle çalışalım hatta başka tariklere başka şeyhlere de dönmeyelim söz verdiğimiz yolda tarik de sebat edelim hatta şeyhimiz dünyasını, dünyamızı değişsek bile evvela Allah’ın izni ile yine hayattaki gibi maneviyatta da ölüm anında da yine feyziyab ve himmet alabilirsiniz. Şeyh deyince subay deyince ordunun subayı deyince ordu komutanı demek onbaşısından al, ta genel kurmayına kadar rütbede subay var şeyh denince mürşit denince hepsi dahil şeyh ama onbaşı rütbesinden al ta genelkurmaya kadar rütbede veliler var büyük mertebelere yetişen veliler hayattaki gibi mematlarında da tasarruf ederler. Şeyhimiz dünyasını değişti diyerekten başka tarike başka meşayihe gitmeye luzum yok, derslerine devam. Mürşidimiz hele pirimiz kıyamete kadar onun tasarrufu bakidir baki olduğu gibi mürşidimiz Hacı Ömer Hüdai Hz.leri ve diğer mürşitlerimizde buyurmuşlar ki biz hayatımızda kın içinde kılıç gibiyiz, bir mürid seslenirse kından çıkıp yetişeceğiz, halbuki vefatımızda kından çıkmış cesetten çıkmış hazır yalın kılıcız seslendiler mi yetişiriz demişlerdir eğer biz bir mürid darda kalır himmet istemezse bir yüzü kara olsun bizde yetişmezsek iki yüzümüz kara olsun demişlerdir onun için başka hayatta mematta başka şeyhe başka tarike gitmeye lüzum yok, yollarınıza devam edin çalışınki cenabı hakkın rızasını kazana son nefeste iman ile gide kabir azabından kurtulasınız ve sırattan yıldırım gibi geçip mahv-ı rüsvay olmayasınız. Dünyanın zevkine bu fani hayata bütün bütün aldanıp da yine Allah’ın c.c. zikrinden ibadetinden geri kalmayın ihmal etmeyin sonra çok nedamet çok pişman olacaksınız geçen bir kitap da okudum Resulullah s.a.v. efendimiz bir hadis şerifte diyor ki “Kabirlerdeki azap çeken mevtaları, rahatta olan mevtaları size ben Cenab-ı Hakka rica eder gösteririm amma göstersem korktum ki korkarım ki ölüleri götürüp gömmeyesiniz” oraya yani o kadar o kabristanda şimdi yatan mevtaların hele Allah c.c. bide gözlerimizi açsa orda ki hali gösterse dayanamayız onlar kabirde ne azaplar çekiyor herkes yaptığı hatanın miktarınca orada azaptalar, dünyada ömrünü iyi geçirenler de orada rahatta zevkü sefadalar. Onların bazılarının kabri cennet bahçesi gibi rahattalar bir çokları da azabı elime giriftar olmuş akşam sabah azap çekiyorlar feryatları asumana çıkıyor. Onun için ayık olalım Allah c.c. ve kitabında peygamber hadisinde ne haber vermişse hepsi haktır ve olacaktır, uyanalım ayık olalım, nefse şeytana dünyaya aldanıp da Allah’ın c.c. ibadetinden zikrinden fikrinden geri kalmayalım elimizden geldiği kadar meşru olan hem dünyamıza çalışalım hem de ahretimize çalışalım ki orada büyük azaba büyük tehlikeye düşmeyelim, saadete cennete cemala erelim yoksa sonra pişmanlık para etmez.

es-Salâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlallah, es-salâtu ve's-selâmu aleyke yâ habiballah, es-salâtu ve's-selâmu aleyke yâ seyide'l- evvelîne ve'l-âhirîn…..

Top