Hz. Peygamber (s.a.s); hacc, umre ve çoğunlukla da cihad için birçok yolculuk yapmak zorunda kalırdı. Yolculuğa çıkarken şöyle bir yol izlerdi:
Önce mübarek eşlerine kura çektirirdi.(1) Kimin adı çıkarsa, yolculukta yanma onu alırdı.
Perşembe günü yola çıkmayı sever ve sabah erkenden hareket ederdi. Orduyu bir sefere göndermesi gerekirse, onu da aynı zamanda gönderirdi.(2)
Bineğin yanına gelip de ayağını üzengiye koyduğu sırada, “Bismillah” der,
Semer üzerine oturunca da üç kere tekbir getirir, arkasından da şu âyeti okurdu:
“Bunu bizim emrimize veren Allah’a hamd ve sena olsun. Hâlbuki biz onu kendimize boyun eğdiremezdik. Ve biz Rabbimize doğru dönenleriz.” (Zuhrûf 43/13)
Sonra şu duayı okurdu:
“Ey Allah’ım! Yolculuğumuzda Senden iyiliği, kötülükten sakınmayı ve Senin seveceğin hareket ve işleri istiyoruz. Ey Allah’ım! Bu seferimizi kolaylaştır. Bu mesafeyi bize aldır. Ey Allah’ım! Yolculukta Sen arkadaşsın. Çoluk çocuğu bıraktığımız vekil Sensin. Ey Allanın! Yolculuğun sıkıntısından, geri dönüşün hüznünden ve döndüğümde çoluk-çocuğumu ve mallarımı kötü bir halde bulmaktan Sana sığınırım.”
Geri döndüğünde de bu duasına şunları ilâve ederdi.
“Geri dönücüleriz, tevbe edicileriz, ibâdet edicileriz ve Rabbimize hamd edenleriz.”
Yolda, bir tepeye çıkarken tekbir getirir, aşağı inerken de düzenli bir edayla teşbih okurdu. Sahabe-i kiram da Hz. Peygamber (s.a.s)’e uyarak tekbir ve teşbihle seslerini yükseltirlerdi. Bir yerde mola verdiklerinde şu duayı okurdu:
“Ey yeryüzü! Benim ve senin Rabbin Allah’tır. Senin ve senin içinde bulunanların şerrinden ve senin içinde yaratılanların kötülüğünden, senin üzerinde yürüyenlerin şerrinden Allah’a sığınırım. Ey Allah’ım! Arslanların, yılan ve akreplerin ve bu beldede yaşayan insanların şerrinden Sana sığınırım.”(3)
Herhangi bir yerleşim merkezine girerken de(4) şu duayı okurdu:
“Ey yedi kat göğün ve üzerine gölgesini yaydığı her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ey yedi kat yerin ve onun üzerinde yaşayan her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ey şeytanların ve onların yoldan çıkardığı bütün nefislerin Rabbi olan Allah’ım! Ey rüzgârların ve onların uçurduğu eşyaların Rabbi olan Allah’ım! Senden bu beldenin ve bu beldede yaşayanların iyiliğini istiyor ve bu beldenin şerrinden ve bu beldede bulunanların şerrinden Sana sığınıyorum.”(5)
Medine’ye her dönüşünde önce mescide gidip iki rekat namaz kılar(6), sonra evine girerdi. Kadınların evleri daha rahat hazırlamaları, kıyı kenarı düzeltmeleri için yolculuktan döner dönmez evlere girmemeyi emretmiştir.(7)