Muridan
Kardeşlerim...

Kardeşlerim...

Peygamber Efendimiz, kendisini görmeden iman edenlere "kardeslerim" olarak hitap etmistir.

 

  Ebû Hureyre'den rivâyet edildiğine göre Peygamber Efendimiz bir gün:

  - Benden sonra öyle kimseler gelecektir ki, ‘Keşke Peygamberi görseydik de, bugün sahip olduğumuz mal, servet ve çoluk çocuğumuz olmasaydı…’ diye hasret çekecekler!

  Ebû Ya'la, bu rivayeti tamamlar:

  Allah'ın Rasûlü:

  - Kardeşlerimi ne zaman göreceğim? diyerek içini çekti.

  Çevresindekiler:

  - Ey Allah'ın Rasûlü! Senin kardeşlerin biz değil miyiz? O ise:

  - Sizler benim ashâbımsınız! Kardeşlerim ise sonra gelecekler! Bana, görmeden iman edecekler! buyurdu.

  Yine Ebû Hureyre -radıyallâhu anh-'den rivâyet edildiğine göre, bir gün   Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ashâbıyla birlikte kabristana gitti ve:

  - Allâh'ın selâmı üzerinize olsun ey mü'minler diyârının sâkinleri! İnşallâh bir gün biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmeyi çok isterdim. Onları ne kadar da özledim! buyurdu.

  Ashâb-ı kirâm:

  - Biz, senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Rasûlallâh? dediler.

  Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

  - Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır, buyurdular.

  Bunun üzerine ashâb:

  - Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allâh'ın Rasûlü? dediler.

  Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-:

  - Bir adamın alnı ve ayakları ak olan bir atı olduğunu düşünün. Adam, bu atını hepsi de simsiyah olan bir at sürüsü içinde bulamaz mı? diye sordu.

  Sahâbe:

  - Evet, bulur ey Allâh'ın Rasûlü! dediler.

  Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

  - İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben önceden gidip havuzumun başında ikram etmek için onları bekleyeceğim.

 

  (Müslim, Tahâret, 39)

MÜRİDAN

Top