Şefkat ve merhamet, Allah’ın yarattıklarına acımak, onların her zaman iyiliğini düşünmek, mutlu olmalarını istemek ve onlara sürekli yardım isteği taşımaktır. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’inde, Peygamber Efendimiz hakkında: “(Rasûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ, 21/1..
Sevbân (r.a) şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.s) selâm verip namazdan çıkınca üç defa istiğfâr eder ve .....
Bir şeye işaret edeceği zaman, parmağıyla değil, bütün eliyle işaret ederdi. Hayret ve taaccüp ettiği zaman elinin duruşunu tersine çevirir ..
Abdâllar da Eyvallah ve bârakallah! Erlik ve kemâl işâretten anlayan kimsenindir dediler ve bu ayna ile ne kastedildiğini anladılar...
Ashabdan Habbab b. Eret, Cahiliye devrinde, Mekke’de demirci idi. Kılıç yapardı. Yaptığı ve sattığı kılıçlardan, Âs b. Vâil’in üzerinde toplanmış bir hayli dirhem alacağı vardı...
... Her kim de bunu yapmazsa, Allah’ın ona bir va’di yoktur. İsterse onu bağışlar, isterse azaba uğratır!” buyurmuşlardır...
Hz. Ebu Bekir, Kur’ân-ı Kerîm sahifelerini biraraya derletip toplattığı zaman: “Ona, bir isim veriniz!” dedi. ..
Ehl-i Kitab'ın (yahudi ve hıristiyanlar) cennete girip giremeyeceği hususu güncel gibi gözükse de yaklaşık on iki asırdır kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmekte, itikadımız bozulmaya çalışılmaktadır...
Ebû Hüreyre radıyallahü anh şöyle dedi: Bir adam Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve selleme gelerek: ..
"Her kim Kehf sûresinin başından on âyet ezberlerse, deccal fitnesinden korunur." (1)..