Muridan
Yahudi Alimlerinden Abdullah b. Selam’ın Müslüman Oluşu

Yahudi Alimlerinden Abdullah b. Selam’ın Müslüman Oluşu

Abdullah b. Selam[1], Yusuf Aleyhisselamın neslindendi.[2] Medine Yahudilerinin ulularından ve alimlerindendi.[3]

Medine’deki İsrail oğullarının alimlerinden başlıcaları[4]beş kişi olup, bunlardan birisi Abdullah b. Selam’dı.[5]

Abdullah b. Selam’ın babası Selam da Yahudi alimlerindendi.

Abdullah b. Selam der ki:

“Ben Tevrat’ı ve tefsirini, babamdan öğrenmiştim.

Babam, bir gün; âhir zamanda gelecek peygamberin sıfatını, alâmetini ve yapacağı işler hakkında­ki âyeti bana anlattı ve:

‘Eğer o Harun evladından gelecek olursa ona tâbi olurum, yoksa tâbi olmam!’ dedi.

Peygamber Aleyhisselamın Medine’ye gelişinden önce, öldü.[6]

Resûlullah Medine’ye, Kuba’ya gelip Amr b. Avf oğullarının evine ininceye kadar, sustum.

Ben kendime ait hurma ağacının üzerinde uğraşır,[7] yaş hurma toplarken,[8] Benî Nadîrlerden birisinin:

‘Bugün, Arapların bekledikleri adamları geldi!’ diye bağırdığını işittim ve bir kimse de gelip onun geldiğini bana haber verince,[9][2 beni bir titreme tuttu, yüksek sesle[10] ‘Allahuekber!’ diyerek tekbir getirdim.

O sırada, Halide binti Haris, hurma ağacının altında oturuyordu.[11]

Kendisi çok yaşlı idi.[12]

Tekbirimi işitince:

‘Allah seni umduğuna erdirmesin, elini boşa çıkarsın ey habîs!

Vallahi Musa b. İmran’ın gelişini işitmiş olsaydın, bundan daha fazlasını yapmazdın!” diyerek çıkıştı.

Ona:

‘Ey hala! Vallahi, o,[13] Musa b. İmran’ın kardeşidir.[14]Onun gibi, peygamberdir.[15]Onun dinindedir. Onun gönderildiği şeyle gönderilmiştir’ dedim.

Bunun üzerine, halam:

‘Ey kardeşimin oğlu! Yoksa, o Kıyamete yakın, gönderileceği bize haber verilmiş olan peygamber midir?’ dedi.

‘Evet!’ dedim.

Halam:

‘Peki öyleyse!’ dedi.[16]

‘Resûlullah geldi’ denilince, onu görmek için, halkın arasında ben de gittim.

Resûlullah’ın yüzünü görünce, anladım ki, onun yüzü yalancı yüzü değildir.”[17]

Abdullah b. Selam, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına varınca:

“Ben sana üç soru soracağım ki, bunların cevaplarını ancak peygamber olan bilebilir” dedi:

1. Kıyamet alâmetlerinin evvelkisi nedir?

2. Cennetlikler Cennete girince ilk önce hangi yiyeceği yiyeceklerdir?

3. Çocuk ne sebeple babasına benzer ve hangi sebeple annesine benzer?” diye sordu.

Peygamber Aleyhisselam:

“Bu soruları, senin önün sıra, Cebrail (Aleyhisselam) bana gelip haber vermişti:

1. Kıyamet alâmetlerinin en öncesi bir ateştir ki, o insanları doğudan batıya sürecektir!

2. Cennetliklerin yiyeceği ilk yiyecek de, balık ciğerinin sarkmış olan fazlasıdır!

3. Çocuğun babaya veya anaya çekmesine gelince:

Cinsî münasebette erkeğin suyu kadınınkinin önüne geçerse, çocuk babaya benzer. Kadının suyu erkeğin suyunun önüne geçerse, çocuk anaya benzer!” buyurdu.

Bunun üzerine, Abdullah b. Selam:[18]

“Ben şehadet ederim ki; Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur![19]

Ben şehadet ederim ki; Sen, hiç şüphesiz, Allah’ın Resûlüsün![20]

Yâ Rasûlallah! Yahudiler, insanı hayrette bırakacak derecede yalan söyleyen, asılsız isnadve ifti­ralarda bulunan haksız bir kavimdir. Eğer, sen beni onlardan sormadan önce onlar benim Müslüman olduğumu öğrenirlerse, senin yanında bana akla gelmedik isnad ve iftiralarda bulunurlar.[21]

Sen beni odalarından birine koyarak gizledikten sonra, onlar arasındaki durumumu, nasıl olduğu­mu onlara sormanı; bunu Müslüman olduğumu öğrenmelerinden önce sana haber vermelerini istiyorum” dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onu odalarından birisine koydu.[22]

Yahudilere haber saldı, geldiler.[23]

Onlara:

“Ey Yahudi cemaatı! Yazıklar olsun size!

Allah’tan korkunuz!

Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki: Siz benim Resûlullah olduğumu ve benim size hak ve gerçeği getirdiğimi muhakkak biliyorsunuzdur! Müslüman olunuz!” buyurdu.

Yahudiler, üç kere:

“Biz bunu bilmiyoruz!

Biz bunu bilmiyoruz!

Biz bunu bilmiyoruz!” dediler.[24]

Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara:

“İçinizde[25] Husayn,[26] Abdullah b. Selam, nasıl adamdır?” diye sordu.[27]

Yahudiler

“Bizim seyidimizdir ve seyyidimizin de oğludur![28]

Bizim en alimimizdir ve en alimimizin de oğludur.[29]

Bizim hayırlımızdır izdir ve hayırlımızın da oğludur!” dediler.[30]

Resûlullah Aleyhisselam, onlara:

“İbn Selam Müslüman olduysa ne dersiniz?[31]Siz de Müslüman olur musunuz?” diye sordu.[32]

Yahudiler

“Hâşâ! O, Müslüman olmaz![33] Allah onu böyle şeyden korusun!” dediler.[34]

Bunun üzerine, Peygamber Aleyhisselam:

“Ey İbn Selam! Çık bunların yanına!” buyurdu.[35]

Abdullah b. Selam, hemen yanına çıkıp onlara:

“Ey Yahudi cemaatı! Allah’tan korkunuz!

Onun size getirdiği şeye yöneliniz!

Vallahi, siz de muhakkak biliyorsunuz ki, o Allah’ın Resûlüdür!

Onun ismini ve sıfatını yanınızdaki Tevratta da yazılı bulmuş bulunuyorsunuz.

Ben şehadet ederim ki, o Resûlullah’tır!

Ben ona iman etmiş, onu doğrulamış ve onun Resûlullah olduğunu bilmiş bulunuyorum!” dedi.[36]

Abdullah b. Selam;

“Ben şehadet ederim ki; Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur!

Ve yine şehadet ederim ki; Muhammed (Aleyhisselam) Allah’ın Resûlüdür!” diyerek iman ve ikrar­da bulunduğu zaman,[37]Yahudiler ona türlü hakaret ve iftiralarda bulundular:[38]

“Bu, bizim en şerlimizdir ve en şerlimizin de oğludur![39]

Bu, bizim en cahilimizdir ve en cahilimizin de oğludur!” dediler.[40]

Abdullah b. Selam:

“Yâ Rasûlallah! Onların çok iftiracı, gaddar, yalancı ve fâcir bir kavim olduklarını sana haber ver­memiş mi idim? (İşte böyle olduklarını gösterdiler)” dedi.

Bundan sonra, Abdullah b. Selam da, ev halkı da Müslümanlıklarını açıkladılar.[41]

Halaları Halide binti Haris Hatun da Müslüman oldu ve İslâm amelleri ile Müslümanlığını güzelleştir-di.[42]

Abdullah b. Selam Müslüman olduğu zaman, Yahudi alimlerinden:

1. Huyey b. Ahtab,

2. Ka’b b. Esed,

3. Ebu Râfi’,

4. Eşya’,

5. Şemvil b. Zeyd:

“Arapta peygamberlik olmaz! Senin adamın bir hükümdardır!” diyerek Müslümanlıktan vazgeçirmek istedilerse de. muvaffak olamadılar.[43]

 

Müslüman Olan Yahudi Alimlerinden Bazıları

1. Salebe b. Sa’ye,

2. Useyd b. Sa’ye,

3. Esed b. Ubeyd

ve daha başkaları, samimî olarak Müslüman oldular ve Müslümanlıkta sebat ettiler. Yüce Allah, onların hepsinden razı olsun! Yahudi alimlerinin ve kâfirlerinin bazıları ise:

“Muhammed’e ancak bizim kötülerimiz tâbi oldu. Eğer onlar bizim hayırlılarımızdan olsalardı, ata­larının dinini bırakmazlar, başka yola gitmezlerdi!” dediler.[44]

 



[1]9Abdullah b. Selam’ın adı Husayn iken, Müslüman olunca, Peygamberimiz Aleyhisselam Husayn’ı Abdullah’a çevirmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 451.

[2]9İbn Abdilberr, İstiâb, III, 921, Hâkim , Müstedrek, III, 414, İbn Esîr.Usdu’l-Gâbe, III, 264.

[3]9İbn İshâk, İbn Hişam, Sîre, II, 163-164.

[4]9Şuara: 197.

[5]9İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, II, 353.

[6]9 Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 266.

[7]9 İbn İshâk, İbn Hişâm, Sîre, II, 163, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 530.

[8]Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 266.

[9]İbn İshâk, İbn Hişâm, Sîre, II, 163.

[10]Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 266.

[11]İbn İshâk, İbn Hişam, Sîre, II, 163, Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I,5.266.

[12]Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 266.

[13]İbn İshâk, İbn Hişam, Sîre, II, 163, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 530.

[14]İbn İshâk, İbn Hişam, II, 163, Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 266, Beyhakî, Delâil, II, 530.

[15]Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 266.

[16]     İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 163, Beyhakî, Delâil, II, 530, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, III, 211, İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 280.

[17]     İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 163, İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, I, 235, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, 451, Dârimî, Sünen, II, 188, İbn Mâce, Sünen,I, 423, Hâkim, Müstedrek, c.3,13, İbn Abdilberr, İstiâb, III, s.922, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 531, İbn Esîr, Usdu’l-Gâbe, III, 265.

[18]     Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 108, 271, Buhârî, Sahîh, IV, 102,103, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 528-529, İbn Seyyid, Uyûnu’l-Eser, I, 207, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, III, 211.

[19]     Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 108, 271 , Buhârî, Sahîh, IV, 268, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 529, İbn Seyyid, Uyun, I, 207, Ebu’l-Fidâ, III, 211.

[20]     Ahmed b. Hanbel, III, 271, Buhârî, IV, 103, Beyhakî, II, 529, İbn Seyyid, I, 207, Ebu’l-Fidâ, III, 211 .

[21]     İbn İshâk, İbn Hişâm, Sîre, II, 164, Ahmed b. Hanbel, III, 108, 271, Buhârî, IV, 103, Beyhakî, II, 529, Ebu’l-Fidâ, III, 211 .

[22]     İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 164, Beyhakî, Delâil, II, 531.

[23]     Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 271, Beyhakî, II, 527, 528, İbn Seyyid, I, 207, Ebu’l-Fidâ, III, 210.

[24]     Ahmed b. Hanbel, III, 211, Beyhakî, II, 528.

[25]     İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 164, Ahmed b. Hanbel, III, 108, Buhârî, IV, 103, Beyhakî, II, 529, İbn Seyyid, I, 206, Ebu’l-Fidâ, III, 211.

[26]     İbn İshâk, İbn Hişam, Sîre, II, 164.

[27]İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 164, Ahmed b. Hanbel, III, 108, 271, Buhârî, IV, 103, Beyhakî, II, 529, İbn Seyyid, I, 206, Ebu’l-Fidâ, III, 211.

[28][22İbn İshâk, İbn Hişam, II, 164, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 529.

[29][22Ahmed b. Hanbel, III, 108, Buhârî, IV, 1 03, Beyhakî, II, 529.

[30][22İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 164, Ahmed b. Hanbel, III, 108, Buhârî, IV, 103, Beyhakî, II, 529.

[31][22Ahmed b. Hanbel, III, 108, Buhârî, IV, 1 03, Beyhakî, II, 529.

[32][22Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 108.

[33][22Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, III, 210.

[34][22Ahmed b. Hanbel, III, 108, Buhârî, IV, 1 03, Beyhakî, II, 529.

[35][22Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 271.

[36][22 İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 164, Beyhakî, II, 531.

[37][22 Ahmed b. Hanbel, III, 108, 271, Beyhakî, II, 529.

[38][23İbn İshâk, İbn Hişam, II, 164, Buhârî, IV, 103, Beyhakî, II, 529.

[39][23Ahmed b. Hanbel, III, 271, Buhârî, III, 1 03, Beyhakî, II, 529, Ebu’l-Fidâ, III, 211.

[40][23Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 3, 108,271,272.

[41][23İbn İshâk, İbn Hişâm, Sîre, II, 164.

[42][23İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 164, İbn Esîr, Usdu’l-Gâbe, VII, 78, İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 280.

[43][23İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 220, Buhârî, TârThu’l-kebfr, I, k1, 225.

[44][23İbn İshâk, İbn Hişâm, II, 206.

 

KAYNAK: M.Asım KÖKSAL, İslam Tarihi

Top