Abdullah DEMİRCİOĞLU Hocaefendi, 1949 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde tamamladı. Ardından Trabzon İmam-Hatip Lisesi’nden ve sonrasında 1972 yılında Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu.
Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrenci iken Niğde’nin Çamardı ilçesinde “vaiz” olarak görev yaptı. Mezuniyet sonrası Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi ve Trabzon’un Arsin ilçesinde “müftü” olarak bu görevi deruhte etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı İstanbul Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezinin açmış olduğu Kursa katıldı. İslamî ilimler alanındaki bu kursu başarıyla tamamlayarak Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nin ilk mezunlarından oldu.
1980’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, Belçika’daki devlet okullarında görev yapmak üzere İslam din dersi öğretmeni olarak atandı. Belçika’da ilkokul, ortaokul ve liselerde 17 yıl kadar İslam Din Dersi Öğretmeni olarak görev yaptı.
İslam din öğretmenliği görevinin yanında hizmetlerinin daha aktif ve düzenli yürümesi için Belçika’da 1980’li yılların başlarında İslam Hizmet Vakfı’nı kurdu. Böylece İslami hizmet için ilk tohum atılmış oldu. Uzun yıllar bu vakıf çatısı altında dini ve çeşitli sosyal faaliyetler güzel bir şekilde yürütüldü ve halen yürütülmeye devam etmektedir.
Bunun devamı ve meyvesi olarak 2005 yılında Belçika’da İslam İlahiyat Fakültesi’ni kurarak hizmette yeni bir çığır açmış oldu.
Öncülüğünü yaptığı ve kurucusu olduğu İslam İlahiyat Fakültesi’nde İslâmî alanda dersler vererek hali hazırda üniversite öğrencisi yetiştirmektedir. Bunun yanı sıra “Tasavvuf” ve onun inceliklerini kürsülerden anlatarak insanımızın hidayeti ve doğru yolu bulması için büyük gayret sarf etmektedir.
Tasavvufi Yönü
Üniversite yıllarında iken tanıştığı ve inâbe aldığı son devrin büyük Allah dostlarından Mustafa Hayri Öğüt (k.s.) Hazretleri, Tarikat-ı Aliye-i Kadiriyye’nin, Halisiye şubesi meşâyıh-ı kirâmındandır. Evlad-ı Rasul olan bu büyük mutasavvıf, Seyyid Battal Gazi neslinden ve Koca Vaizoğulları ailesindendir.
Arif-i Billâh Mustafa Hayri Öğüt Efendi (k.s.) Hazretlerinin sağlığında iken kendisine “Zülcenâheyn” (iki kanatlı, zâhirî-bâtınî ilim dolu) diye taltif ettiği ve bu sıfatı verdiği, son derece nazik bir üslupla “Müftî Efendi” diye hitap ettiği, zaman zaman kendi emri doğrultusunda o günkü ihvanlara sohbet ettirdiği ve bizzat kendisinin de dinlediği, hayatta iken irşat vazifesini yapması için icazet verdiği Abdullah DEMİRCİOĞLU Hocaefendi, şeriatsız (İslâm´sız) bir tasavvufun olamayacağını her zaman savunmuştur ve vurgulamıştır.
Şeriat, Tarikat, Hakikat, Marifet dörtlüsü çok sık bahsettiği temel prensibidir. Kendisi; önce ‘Şeriat gemisine’ binmek gerektiğini, sonra ‘Tarîkat denizinde’ yol alıp ‘Hakîkat’ ve ‘Ma‘rifet´e ulaşmanın, yani ‘Allah’a vâsıl olmanın’ mümkün olabileceğini her fırsatta dile getirmektedir.
Belçika’ya geldiği günden beri resmi görevinin yanı sıra almış olduğu manevî vazife doğrultusunda kürsülerden gönüllere hitap ederek tasavvufî yaşantının güzelliklerini insanlara büyük bir özveri ile anlatan Hocaefendinin, gerek Belçika da gerekse Türkiye de, feyizli ve bereketli sohbetlerinden müstefit olanların sayısı günden güne artmaktadır.
Hakk Teâlâ; kendisine uzun, sağlıklı ve bereketli bir ömür ihsan eylesin. Hizmetlerini daim eylesin.
Cenab-ı Allah (c.c.), bizleri hidayetten ayırmasın. Hidayet verdikten sonra da bir daha dalalete düşürmesin.
Âmin…
Bizi sosyal medyada paylaşın: