Ebû Süleyman diyor ki: “Soğuk bir gece mihrabda bulunuyordum, soğuk beni muzdarip kılmıştı, bir elimi ısıtmak için koynuma soktum, diğeri dua için uzatılmış halde açıkta kaldı...
...zira benim başıma gelen felâket, senin başına gelmemiştir, dedi. Kadın, Hz. Peygamber’i tanıyamamıştı...
Esip muhabbet yeli Vecde getirsin dili Söylesin can bülbülü Hardan olsun gülümüz Muhabbet rüzgârı esince gönül vecde gelir. Can bülbülü söyleyince de dikenlerden güller açar. Sevgi, insan için, insanlık için sanıldığından daha önemli bir değerdir ve önemli bir manevi güç kaynağıdır...
Tasavvufta bu hâlete eren kişi her an Efendimiz (s.a.s) ile beraber olma hâlini yaşar. Attığı her adım O’ndan bir iz taşır. Aldığı nefesi O’nunla alır, verdiği nefesi O’nunla verir...
Vallahi yâ Muhammed! Ben senin yanındaki adamlardan korkmamışımdır! Fakat ben seni görünce aklım başımdan gitti ve zaafa düştüm!..
"Mü'min ülfet eder ve ülfet olunur. Ülfet etmeyen ve ülfet olunmayan kimsede ise hayır yoktur. İnsanların hayırlısı, insanlar için hayırlı olanıdır."..
Tarîkat kurucuları; tarîkatı kurmak için ortaya çıkmamışlar, tarîkat kurdukları iddiasında da bulunmamışlardır. Tarîkat şeyhinin çevresinde toplanıp bir cemaat oluşturan mürîdler, şeyhin sülûk tarzını, tasavvufî hayatı yaşama şeklini, fikirlerini ve kanaatlarını benimsemişler, çoğu zaman şeyhlerine ..
Bir kimse, iki cihad vazifesinde de Allah'ın emrine uyarsa, ona dünya ve âhirette bol mükâfat vardır. Harp anında şehitler acı duymazlar. Ancak bir kimse kolundan alınan kandan ne kadar sızı duyarsa şehit de kılıç darbesinden o kadar sızı duyar...
Hâtemu’l-Asamm’ın şöyle dediği nakledilmiştir: “Bir gaza esnasında düşmandan bir şahıs beni yakaladı, boğazlamak için yere yatırdı. Böyle iken bile gönlüm onunla meşgul olmadı...
Peygamberimiz (a.s) Kuba’ya geldiği zaman, Evs ile Hazrec kabileleri arasında düşmanlık vardı. Hazrecîler Evsîlerin evine, Evsîler de Hazrecîlerin evine girmekten korkarlardı. Peygamberimiz (a.s): ..
Bütün erdemlerin, güzelliklerin, sevginin ve saygının kaynağı olan yüce yaratıcının şanına yakışır bir güven ve duyarlılıkla ona saygı duymak bütün erdemleri yakalamanın ilk adımıdır. Her dem bu duygu ve düşünceyle hem dem olmak, “elinden ve dilinden insanları emin kılmanın” kulca tanımıdır. Gönü..
Sûfiler fenâ sözü ile insandaki kötü sıfatların yok olmasına işaret ettikleri gibi, bekâ sözü ile de insanın güzel vasıflar edinerek bunda devam etmesine işaret ederler...
Zamanında eşi bulunmayan yegâne bir velî idi. Recâ konusunda özel bir üslûb ile konuşmuştur. Marifet hakkında sözleri vardır. Belh’e gitmiş, bir müddet orada ikâmet ettikten sonra Nişabur’a dönmüş ve 258 (871) senesinde vefat etmiştir...
Ey evlat! Korku üzere ol. Emin olma. Bu hâlin Rabb’ine kavuşuncaya kadar devam etsin. Kalbin istikrar buluncaya kadar böyle ol...
“Pervane ateşe düşmeden önce, pervanenin içine ateş düşmüştür. Belki de içlerindeki ateşi söndürmek için kendilerini ateşe atmaktadırlar.” ‘Hubb-i Rasûl/Peygamber Sevgisi’ ashâb-ı kirâm efendilerimizin derinden hissettiği, Asr-ı Saâdeti unutulmaz kılan ve adeta ona rengini veren kutsal bir duygudu..