Teşrik tekbirleri, Kurban arefesi sabah namazında başlayıp dördüncü gün ikindi namazı ile son bulan ve getirilmesi vacip olan tekbirlerdir...
Kurban Bayramı'nın dinimizde ayrı bir yeri vardır. Hacc günlerinin hemen peşinden, kurban kesilerek bayram yapılışı çok mânidardır. “Eyyâm-ı nahr” denilen bu günlerde, hâli vakti yerinde olan her müslüman, Cenâb-ı Allah’ın (c.c) rızası için kurban keser. İslâm ölçüleri içerisinde, bayramını bayram y..
Muharrem ayı, hicrî takvimin ilk ayıdır. 26 Kasım 2011 Cumartesi tarihi ise Muharrem’in birinci gününe tekabül etmektedir. Yani Efendiler Efendisi’nin (s.a.s), Mekke’den Medine’ye hicretinin 1433. yıldönümü… İslâm tarihinde önemli bir yeri olan Muharrem ayının onuncu gününe “Aşûre Günü” denilir. Aş..
Yaratıkların en üstünü, Rabbü’l-Âlemî’nin medh u senâsına lâyık insan şüphesiz ki âhir zaman Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’dır. “Biz, seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, /107) O’nun indallâh ne büyük bir makamı ihraz ettiğini ve Makâm-ı Mahmûd’un tek sahibi olduğunu âyet ortaya ko..
Bir rahmet ayı olan Ramazan’a kavuşmuş bulunuyoruz. Geçmiş milletlere de yazılmış olan oruç ve oruçla gelen bedenî rahatlık, sıhhat ve âfiyetin yanı sıra ibadetlerin kat kat ecir ve mükafatının oluşu, Cenâb-ı Allah’ın büyük bir lütfudur. Bu ay herkes için büyük bir fırsat olmalıdır. Oruç ayına birk..
Üç aylar, Kamerî/Hicrî takvime göre başlayan feyizli ve bereketli maneviyat mevsimidir. Bu aylarda kandil geceleri sıralanır. Bunlardan Regâib ve Miraç Receb ayında, Berat gecesi Şa‘bân ayında, Kadir gecesi ise Ramazân ayındadır. İslâm takvimine göre önemli aylardan oldukları için uyanık mü’minler ..
Peygamberlerin ümmetlerine güzel bir örnek olmaları onların gönderiliş gayelerindendir. Şüphesiz ki Müslümanların hem ferdî hayatlarında hem de sosyal hayatlarında ideal rehberleri, peşinden gidecekleri yegâne örnekleri Hz. Muhammed’dir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim, Rasûlullâh’ın (s.a.s) hayat ve şahsiye..
İnsan, rûh ve bedenden oluşan bir varlıktır. Rûhu ile yukarı âleme, bedeniyle aşağı âleme bağlıdır. Rûh İlâhî, beden ise maddîdir. Beden topraktan gelir, yine toprağa gider. “Sizi ondan (topraktan) yarattık, oraya döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağız.” (Taha, 20/55) İnsan, hayvanlard..
İnsanlığın kültür tarihi halim-selim, uysal birçok âlim, arif ve sanatkârı tanıdığı gibi muhalif, kafa tutan, heterodoks şahsiyetlere de şahittir. Bu genellemeyi İslâm dünyası için de yapmanın hiçbir mahzuru yoktur. Yaklaşık 1500 yıldır İslâm dünyasının değişik coğrafyalarında farklı mezhep, ekol v..
Bir rahmet ayı olan Ramazan’a kavuşmuş bulunuyoruz. Geçmiş milletlere de yazılmış olan oruç ve oruçla gelen bedenî rahatlık, sıhhat ve âfiyetin yanı sıra ibadetlerin kat kat ecir ve mükafatının oluşu, Cenâb-ı Allah’ın büyük bir lütfudur. Bu ay herkes için büyük bir fırsat olmalıdır. Oruç ayına birk..
Nûr Sûresi 31. Âyet: Önce erkekler hakkındaki bu emir ve ihtardan sonra müslümanlar, şimdi de kadınlar hakkındaki şu emre dikkat etsinler. Müminelere de, yani mümin kadınlara da söyle: Gözlerini indirsinler, helal olmayan erkeklere bakmaktan sakınsınlar, zira bakmak, zinanın postacısıdır, derler. ..
1. Bidâyette tasavvuf sûfî bî-can olmağa derler Nihâyette gönül tahtında sultân olmağa derler Tasavvuf mesleğine intisâb etmek isteyen sûfî, bu dergâha girerken, maddî varlığından sıyrılmalı ve kendinde bir varlık görmemelidir. Bu tarzda başlayana manevî yolculuğun (seyr u sülûk) nihâyetine ..
“Yere göğe sığmam, kalbe sığarım” buyuran Allah, iman ve huzuru benim içime koydu. Aşk gibi ulvî bir duyguya muhatap olan da benim… Yüce Peygamberin (s.a.s) buyurduğu gibi ben, iyi olursam tüm beden iyi, kötü olursam tüm beden kötü oluyor. Hal böyleyken beni taşıyan insan hakkımı ne kadar zayi edi..
Bakmak ve görmek ayrı şeylerdir. Herkes bakar, fakat herkes göremez. Etrafımızda ve daha önemlisi kendimizde nice hasletler var, fakat biz bunlardan bihaberiz. Bu kâinat bir kitaptır, okuyabilenlerden olalım inşallah. Âyet-i Kerime'de: "Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerin..
Hidayet rehberi ve tek örnek olarak gönderilmiş olan Hz. Peygamber’in (s.a.s), Allah yoluna çağırıcı vasfına binaen kendisine uyulmasını istemesi pek tabiîdir. Kur’ân’ın, sünnete ittibaı emretmesinden sonra sünnetin de aynı emri tekrarlaması, onun Kur’ân’dan aldığı gücü ifade ve teyit etmektedir. H..