Ten kafese benzer. Girenlerin, çıkanların, insanla dostluk edenlerin aldatmasıyla can bedende dikendir. Bu, “Ben senin sırdaşın olayım” der. Öbürü “Hayır, senin akrânın, emsalin benim.” der...
Hz. Peygamber’in hicretini esas alan ay takviminde yer alan “Receb, Şa‘bân, Ramazân” ayları, halk arasında kutlu ve mübarek aylar diye tanınır. “Üç Aylar” ifadesi ile de bu aylara yüklenen faziletlerin kastedildiği söylenebilir. Dinî literatürümüzde ve yüzyıllardan beri akıp gelen şifahî ananede di..
Yüce Allah, Hz. İbrahim'e (a.s.), zevcesi Hâcer ve oğlu İsmail'i Mekke'ye götürmesini emredince, ikisini getirip bir yere bıraktı ve bu yer daha sonra Mekke beldesi oldu...
Peygamberimiz (a.s) Kubâ’da ondört gece kaldı.(1) Külsûm b. Hidm’den, mirbedini (hurma serme ve kurutma yerini) alıp Kubâ Mescidi'ni yaptı ve içinde namaz kıldı, kıldırdı.(2) ..
Ben yalnız Allah'tan korkarım. Bir ümidim varsa, o da O'ndan olur. Eğer yaptığım kulluk varsa, o da O'nun içindir. Yalnız O'nun için çalışırım. Rızkımı O'nun hazinesinden beklerim. Her şey O'nun kuludur; O'ndan gayri mülke sahip çıkan olmaz...
"Allâhümme leke'l-hamdü ente kesevtenîhi es'elüke hayrahû ve hayra mâ suni'a lehû ve eûzü bike min şerrihî ve şerri mâ suni'a leh"..
Bir hadis-i şerîfte, "Âlimler, peygamberlerin vârisleridirler." buyrulmaktadır. Peygamber Efendimizi (s.a.s) gerçek anlamda temsil edenler hiç şüphe yok ki O'nun ahlakıyla ahlaklanan, ilmiyle âmil olan mürşid-i kâmillerdir. Bu zâtları ziyâret etmenin sevabı tarif edilemez. Yeter ki niyetimiz halis o..
Enes b. Mâlik anlattı: "Peygamber (s.a.v.) Zevra'daydı. İçinde, parmaklarım örtmeyecek kadar su bulunan bir kap getirildi. Rasûlullah (s.a.v.) ashabına abdest almalarım emretti. Avucunu suyun içine koydu. Su parmaklarının arasından ve uçlarından kaynamağa başladı. Böylece orada bulunanlar abdest..
Sehiv secdesi; "yanılma ve unutma secdesi" demektir. Namazın farzlarından birinin tehiri (geciktirilmesi) veya vaciplerden birini terk ve ya tehiri halinde yapılması gerekir. ..
Havâtır (hâtır); hatırlama, anma, fikir, insanın içinde duyduğu ses, can kulağı ile işitilen sada. Bu ses kaynağına göre hâtır-ı Hakk, ilhamı, hâtır-ı şeytan, hâtır-ı nefs, hevâcis ve vesvese gibi isimler alır...
Allah Teala'nın havass kullarının orucu, şu altı organı muhafaza etmekle gerçekleşir: 1. Gözü kısarak bakışta derinleşmemek. 2. Kulağı bir haramı dinlemekten, günahtan korumak ve batıl ehlinin sohbetine katılmamak...
Millî şâirimiz Mehmet Akif Ersoy, Sultan Ahmet Camii’ne her gittiğinde orada iki gözü iki çeşme ağlayan yaşlı bir zâta rastlamaktadır...
Beyt-i mamur, firdevs cennetinde kırmızı yakuttan bir yüksek kubbe idi. Hak Taala, Adem aleyhisselaı cennetten yeryüzüne indirdiğinde, tevbesini kabul eylemişti...
Bil ki, şu dünyaya dalan, onun süsüne aldanan ve şehvetlerine aşırı derecede muhabbet eden kimsenin kalbi, hiç şüphesiz ölümü zikretmekten gafil kalır. Hatırlatıldığı zaman da hoşlanmayıp ondan tiksinir. Onlar, Allah'ın (c.c) haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir: "De ki: Sizin kendisinden kaçtığı..
Cüneyd şöyle der: “Nûrî vefat ettikten sonra sıdkın hakikatini haber veren başka kimse kalmadı.”..
Araplar, câhiliye devrinde içkiye düşkün oldukları kadar, kumara da düşkündüler. Özellikle geceleyin oynadıkları “Meysir”, bir çeşit kumardı. Meysir, on okla oynanırdı. ..