Muhterem Hocamız sohbetinde Kur'an okurken tefekkür (düşünme) ve tedebbür (derin düşünme) üzerinde durur. Bir saatlik tefekkürün, 70 yıllık nafile ibadetten daha hayırlı olduğu hadis-i şerifi hatırlatılır.
Muhterem Hocamız sohbetinde hutbenin nasıl dinlenmesi gerektiği, nerelerde cemaatin dualara amin diyebileceği, hutbenin adabı gibi konulara değiniyor ve Cuma namazının ve gününün ne kadar önemli olduğunu dinleyicilerine açıklıyor.
Muhterem Hocamız Abdullah Demircioğlu, Müftülük yıllarından ve vaizlik yaptığı yıllardan bahsediyor. Bizzat şahit olan bir kişiden nakille Sovyet işgalinde yaşayan Kuran aşığı bir Müslümanın, Kuran-ı Kerime ulaşmak istemesini ve o dönemin olumsuz şartlarını anlatıyor. Kuran okumanın ve kıymetini bilmenin gerekliliğini vurguluyor.
Abdullah Demircioğlu, bu sohbetinde "Vuslat" yani buluşma veya kavuşma kavramının önemini vurgular. Demircioğlu, insanlara teşekkür etmenin Allah’a teşekkür etmekle eşdeğer olduğunu belirtir. Peygamberimizin "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da teşekkür etmez" sözünü alıntılar. Samimi bir şekilde teşekkür etmenin önemi üzerinde durur.
Abdullah Demircioğlu Hocamız hutbesinde Cuma gününün faziletini hadislerle açıklıyor ve beş vakit namazın ehemmiyetine vurgu yapıyor. Kuran-ı Kerim okumanın önemini ve faziletini, Kuran aşıklarının hallerini tarihi şahsiyetlerden örnekler vererek ifade ediyor. Fetö ve benzeri yapılanmaların dinimize ve ülkemize ne denli zararlar verdiğini dinleyicilerine aktarıyor.
Efendimizin yüreğinden ve nurundan bir parçadır Hz. Fâtıma. Sevgi, şefkat, sadakati ve tavrındaki benzerliğiyle; “Babasının annesi”dir.
Hazreti Meryem’in saadet asrına izdüşümüdür.
Sevenini cehennemden uzak tutandır...