Sâdık ve sâlim İhsan Efendi oğlum! Ârif ona derler ki; kalbi vesveseden, teşvişten (karışıklıktan) yani bulanıklıktan beri (uzak) olandır. Ve böyle ârifler, kendilerine karışık haldeki insanlar ve hâdiseler geldiğinde onları sükûnete erdirenlerdir. Binaenaleyh, (bununla birlikte) kalbinin safasını..
Hamdun’a, “Bir kimsenin halka öğüt vermesi ne zaman caiz olur?” diye soruldu. O da:..
Nefsini zilletle bilirsen, Rabbini izzet ile bilirsin. Nefsini yoklukla bilirsen, Rabbini varlıkla bilirsin. Nefsini fakirlikle bilirsen, Rabbini zenginlikle bilirsin...
Ey bir yerde duramayan, dinlenme nedir bilmeyen rüzgarımız! Güle bizden haber götür de de; “Gül bahçesinden kaçıp şekerle dost olan gül, nasıl oldu da yurdundan, anandan, babandan, kardeşlerinden arkadaşlarından ve sana gönül veren, senin için feryat edip duran bülbülden ayrıldın geldin, şekere karı..
...Senden bunca haset, bunca kötü düşünce, bunca dedikodu… O’ndan ise bunca ihsan, bunca lütuf, bunca iyilikler...
Babamın dostlarındandı. Dimdik yürüdü. Hani Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmemiş tipler vardır ya, öyle biriydi...
Büyük velilerden, hakikat şehidi… İsmi Hüseyin b. Mansûr, künyesi Ebu’l-Mugis’tir. 858 (H.244) yılında İran’ın Beyzâ şehrinde doğduğu rivayet edilmektedir. 919 (H.306) yılında ise idam olunarak şehit edildi. Gençlik yıllarında Tuster’de büyük velîlerden Sehl b. Abdullah et-Tusterî (k.s) hazretler..
Abdâllar da Eyvallah ve bârakallah! Erlik ve kemâl işâretten anlayan kimsenindir dediler ve bu ayna ile ne kastedildiğini anladılar...
Biri halktan, diğeri devlet memuru iki kişi kavga etmişler, halktan olan zat memura saldırarak dişini kırmış, bunu gören polis saldırganın yakasına yapışarak: Hadi, seni valiye götüreceğim, demiş...
Şefkat ve merhamet, Allah’ın yarattıklarına acımak, onların her zaman iyiliğini düşünmek, mutlu olmalarını istemek ve onlara sürekli yardım isteği taşımaktır. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’inde, Peygamber Efendimiz hakkında: “(Rasûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ, 21/1..
...Unutmayın ki sizden hiç kimseye, yaptığı amel, cenneti kazandırmayacaktır" buyurdu. "Sen de mi... ..
Oruç üç derecedir: a) Avam'ın orucu b) Havassın orucu c) Ahass'ul-Havass'ın orucu Avamın Orucu: Bu oruç, mide ve tenâsül uzvunu şehvetlerden sakındırmaktır. Yani yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmaktan sakınmaktır. Havass Orucu: Kulak, göz, dil, el, ayak ve sâir âzaları günah-lardan uzak ..
"28 Haziran Salıyı, 29 Haziran Çarşambaya bağlayan gece Mi'râc kandilidir." Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar ve seneler süratle akıp gidiyor. Ömür bitiyor. Sanki, kabre, mahşer ve hesap gününe süratle koşarak gidiyoruz. İşte üç aylar ve işte Mi'râc ve İsrâ gecesi kapımızı ç..
Ten kafese benzer. Girenlerin, çıkanların, insanla dostluk edenlerin aldatmasıyla can bedende dikendir. Bu, “Ben senin sırdaşın olayım” der. Öbürü “Hayır, senin akrânın, emsalin benim.” der...
Millî şâirimiz Mehmet Akif Ersoy, Sultan Ahmet Camii’ne her gittiğinde orada iki gözü iki çeşme ağlayan yaşlı bir zâta rastlamaktadır...
Bil ki, şu dünyaya dalan, onun süsüne aldanan ve şehvetlerine aşırı derecede muhabbet eden kimsenin kalbi, hiç şüphesiz ölümü zikretmekten gafil kalır. Hatırlatıldığı zaman da hoşlanmayıp ondan tiksinir. Onlar, Allah'ın (c.c) haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir: "De ki: Sizin kendisinden kaçtığı..