Nakledildiğine göre sahabeden birisi, Hz. Peygamber’e gelerek: “Bizi de gözet, sözlerini anlayabilmemiz için teenni ile konuş” anlamında: “Râ‘inâ ya Rasûlullâh” dedi. ..
Rasûl-i Ekrem Efendimizin yeryüzündeki halîfeleri olan İslâm büyükleri söz, fiil ve ima ile rahatsız edilmemeli, mübarek vakitleri boş ve laubali lakırdılarla işgal edilmemelidir. ..
Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasulallah Nasıl bilmem bu nirâna dayandım yâ Rasulallah Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Rasulallah Cemâlinle ferahnâk et ki, yandım yâ Rasulallah Yanan kalbe devasın Sen, bulunmaz bir şifâsın Sen Bulunmaz bir sehâsın Sen, dilersen rûnümâsın Sen Hab..
``Benim dünya ile ne işim var? Ben dünyada yolculuğu sırasında bir ağaç altında gölgelenen, sonrada oradan geçip giden bir yolcu gibiyim.´´(İbn Mâce, Zühd 409)..
Medine’de yanlarında kalacak akrabaları veya evleri olmayan kimsesiz, fakir muhacirler burada barındıkları için, buranın sakinlerine “Ashâb-ı Suffa” ya da “Ehl-i Suffa” denilmiştir...
Her kim, terk-i dünyaya gösterdikleri sabır, fakre ünsiyet, istemeyi terk gibi hususlarda onların yolunu takip ederse, her asırda Ehl-i Suffa’ya uymuş, onlar gibi tevekkül etmiş olur...
Rasûl-i Ekrem (s.a.s), yaşadığı dönemde yaygın olan sportif faaliyetlere ilgi duymuş, bunlardan bazılarını teşvik etmiş ve bizzat uygulamıştır. Güreş de, bunlardan birisidir...
Kur’ân-ı Kerim tarafından kesin olarak yasaklanmış kumardan başka bir şey olmayan “müşterek bahse tutuşma”, ne at yarışları ne de öteki şeyler için söz konusu değildi...
Mübarek şehid, kısık bir sesle Kelime-i Şehadet getirir ve sonra: - Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah! diyerek son nefesini verir...