Semâvât ve arza, emanet yüklenmek murâd olundu da onlar kabul etmediler, mazeret beyan ettiler, “Biz yapamayız ya Rab, bizi mazur gör!” diye yalvardılar, yakardılar. Cenâb-ı Allah da onların bu mazeretlerini kabul buyurdu. İnsan bu emaneti yüklendi. ..
Ve yine Rabbimiz bizi bir Ramazan ayına daha kavuşturdu. Ne kadar şükredelim, nasıl şükredelim? Ona (c.c) layıkıyla kulluk edemezken buna nasıl güç yetirelim? O'ndan niyazımız; azımızı çoğa sayması, kusurlu amellerimizi ahseni kabul buyurması, günahlarımızı lütfu keremi ile bağışlaması.....
2 Nisan Cumartesi günü başlayan geleneksel olarak düzenlediğimiz Umre yolculuğumuzu 15 Nisan Cuma günü itibariyle tamamlamış bulunuyoruz. Rabbimiz kabul buyursun tekrarını nasip eylesin. Bu münasebetle,mürşidimiz Abdullah DEMİRCİOĞLU`nun kaleme aldığı "Mekke Ve Medine’nin Fazileti" başlıkı yazısını ..
Kurban bayramını iyi anlayabilmek için öncelikle ona yaklaşan günleri, Zilhicce aynın ilk on gününü iyi anlamak gerekiyor. Zira bu günler Allah katında diğer günlerden daha faziletli kabul edilmiştir. Peygamberimiz “Zilhicce’nin on günü içinde yapılan kulluktan daha sevaplı amel yoktur” buyurarak bu..
Meşhur altı sahih hadis kitabı. Hadis mecmualarının en sahihleri kabul edilen; Buhârî ve Müslim'in el-Câmiu's-Sahih'leri ile Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî ve ibn Mâce'nin Sünen'leri; hadis tasnifinin altın çağı olan Hicrî üçüncü yüzyılda telif edilmiş olmak, mümkün mertebe sahih hadisleri ihtiva etmek, ..
“Marufu emrediniz, münkeri nehyediniz. Sonra, dua edersiniz de duanız kabul edilmez.” İbn Mace, Fiten 20. II,1327...
Hocamız irad buyurduğu hutbede Tevhide dikkat çekiyor, dinimizin temel kabul edilen hususlarını açıklıyor ve geçmiş ümmetlerden farkımıza vurgu yapıyor.Sorumluluklarımıza temas ediyor...
Hz. Peygamber, câhiliye döneminde elçilik görevini yürüten Hz. Ömer’i Kureyş müşriklerine göndererek savaş yapılmamasını teklif etti. Ancak mağrur Mekkeliler, bu teklifi kabul etmediler. Onlar, bu durumu lehlerine çevirmeyi, yapılacak savaş sonunda İslâm'ı ve Müslümanları ortadan kaldırmayı planlamı..
Rabbin ile aranda, sen kendin varsın. Kendini aradan çıkar. İşte o zaman, O’nu görürsün! Nefsine muhalefet ederek, onunla savaşarak ve onun heves ve arzuları karşısında sağır kesilerek kendini aradan çıkar. Nefsinin zevklerini, hevaî arzularını ve budalalıklarını asla yerine getirme. İşte o zaman, m..
Şurası bir gerçektir ki Emeviler, Peygamberimizin Ehl-i Beyt’ini feci bir şekilde şehit ettiler. Kerbela faciasını İslâm’ın başına belâ ettiler. Bu zulüm ve işkenceyi yapanlar, kıyamete kadar habis ruhlar olarak anılmayı hak ettiler. Tarihler Emevi halîfelerinin birkaçı hariç habâsetlerini ve lâubal..
MUHTEREM kardeşim, şunu çok iyi bilmelisin ki, dinimizi içten yıkmak isteyenler, doğru dinî bilgilerin yanına kasıtlı olarak, az veya çok hatâlı yorumlar, şazz görüşler ilave ederek Müslüman halkın ve gençliğin kafasını karıştırmakta, zihinlerini bulandırmaktadır. Reformcu, modernist, kimisi Kema..
Bir müslümanın Kur’an’ın getirdiği hükümleri kabul edip, yine Kur’an’ın emrettiği dinimizin temel kaynağı olan sünnet, icma ve kıyası reddederek mezhebleri inkar etmesi oldukça şaşılacak bir şeydir...
... Öte taraftan meleklerin dua ve istiğfarlarını kazanıyoruz, ne büyük mutluluk değil mi? Üzüntümüze, bizim oruçlu halde iken iştahımızı, yeme-içme arzumuzu kamçılayan hareketlerine karşılık, ötelerden gelen ilâhî destekli meleklerin duaları… Mü’min kardeşim, bütün bunlar bizlere yetmez mi? Kend..
Ey Allahım! Fayda vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, kabul olunmayan duadan ve doymayan nefisten sana sığınırım. En kötü arkadaş olan açlıktan ve hıyânetten sana sığınırım. Çünkü hıyânet kişinin gizlediği en kötü şeydir. ..
Peygamberimiz aleyhisselâm, Necranlılara(1), Necran uskufuna(2) (Hıristiyan din bilginleri lideri) bir yazı yazdırdı. Yazdırdığı yazıda şöyle buyurdu: “Bismillah! Allah’ın Resûlü Muhammed’den, Necran uskufuna. İbrahim’in(3), İsmail’in(4), İshak’ın ve Yakub’un İlahı olan Allah’ın ismiyle başlarım..
Temel inanç esasları, dinimizin özünü oluşturur. Bunlardan birini ya da birkaçını inkâr etmek kişiyi İslâmiyet’ten uzaklaştırır. Hal böyleyken Müslüman olsun ya da olmasın, bazı gerekçelerle yüce dinimizin itikadî/inanç esaslarını değiştirmeye çalışanlara şahit oluyoruz. Meselâ; kelime-i tevhîdin i..