Rasûlullâh (s.a.s) Efendimiz, son derece merhametli idi. O, hayatı boyunca daha çok başkaları için üzülmüş ve endişelenmiş, küçük bir söz, davranış ve hatta işaret bazen kendisini ağlatmaya yetmiştir...
Hz. Peygamber’in herkesi kucaklayan engin ahlâkı karşısında inananla inanmayan, dostla düşman, akraba ile yabancı arasında fark yoktu. Lütuf ve merhamet bulutu çöllere de, vadilere de eşit yağıyordu. Yahudilerin Hz. Peygamber’e ne kadar amansız düşman olduklarının delilleri, Hayber savaşına kadar sü..
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Cennete sadece merhametliler girecektir.” Orada bulunan sahabiler: “Yâ Rasûlallah! Biz, hepimiz merhametliyiz” derler. Peygamberimiz (s.a.s) onlara şöyle cevap verir: “Sırf nefsini esirgeyen kimse merhametli değildir; merhametli kimse hem kendini ve hem d..
İnananlardan günah işleyenlerin aldanmaları şu sözlerinde kendini gösterir: “Allah, bağışlayıcı ve merhametlidir; biz O’nun affını ümit ediyoruz.”..
Şefkat ve merhamet, Allah’ın yarattıklarına acımak, onların her zaman iyiliğini düşünmek, mutlu olmalarını istemek ve onlara sürekli yardım isteği taşımaktır. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’inde, Peygamber Efendimiz hakkında: “(Rasûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ, 21/1..
Peygamber Efendimiz (s.a.s), başına gelen birbirinden çetin ibtilâları büyük bir olgunlukla karşılamış; çizgisini, moral ve motivasyonunu asla kaybetmemiştir. Peki, bu kadar sıkıntı, tasa, imtihan içerisinde nasıl oluyordu da o mübarek çehresinden tebessüm hiç eksik olmuyordu! Her şeyden önce O’nu..
İnananlardan günah işleyenlerin aldanmaları şu sözlerinde kendini gösterir: "Allah, bağışlayıcı ve merhametlidir; biz O'nun affını ümit ediyoruz." Böyle söyleyip buna güvenir ve amelleri ihmal ederler. Gerçi dinde bu anlayış "ümit" açısından övülen bir düşüncedir. Allah'ın rahmeti elbette geniş, n..