“Ey Yahudi topluluğu! Muhammed, ashabından on kişiyi bile bulmayan kimselerle yanınıza gelmiş bulunuyor. Şimdi şu evin dibinde bulunduğu sırada damdan bir kaya parçasını bırakın, kendisini öldürün! O öldürülünce, Kureyşlilerden, onun yanına gelip katılmış olan yakın sahabileri dağılır giderler!..
Hz. Peygamber’in herkesi kucaklayan engin ahlâkı karşısında inananla inanmayan, dostla düşman, akraba ile yabancı arasında fark yoktu. Lütuf ve merhamet bulutu çöllere de, vadilere de eşit yağıyordu. Yahudilerin Hz. Peygamber’e ne kadar amansız düşman olduklarının delilleri, Hayber savaşına kadar sü..
Evet, dün olduğu gibi bugün de yahudilerin çoğu korkuyor. Tıpkı diğer bütün hilekar, entrikacı, sahtekar ve karaktersiz milletler gibi.....
Peygamber Efendimizin vefatlarından sonra, İslam düşmanları, Müslümanların arasındaki iman birliğini bozmak istedi. Abdullah ibni Sebe isimli Yemenli bir Yahudi, Müslümanlar arasında ilk fitneyi çıkardı. Hazret-i Osman'ın şehid edilmesine, Cemel ve Sıffin savaşlarının meydana gelmesine sebep oldu. ..
Peygamberimiz (a.s), bir gün Hz. Ebu Bekir’le Hz. Ömer’in arasında yürüyüp gittiği sırada, kardeşinin veya kendisinin hasta olan oğluna şifa için Tevrat okuyan bir Yahudiye rastladı...
Bakara suresi 221. ayetinin bir bölümünün meali şöyledir: "(Ey mü'minler!) müşrik kadınlarla, onlar imana gelmedikçe evlenmeyin. Müşrik erkeklere de, onlar imana gelmedikçe (mü'min kadınları) nikahlamayın. Onlar sizi cehenneme çağırırlar." ..
Ehl-i Kitab'ın (yahudi ve hıristiyanlar) cennete girip giremeyeceği hususu güncel gibi gözükse de yaklaşık on iki asırdır kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmekte, itikadımız bozulmaya çalışılmaktadır...
Dünyadaki gücünü İsâ aleyhisselâma inananlara zulüm etmek için kullanan yahudi bir padişah vardı. Veziri ile birlikte, hıristiyanları birbirine düşüren padişah ile aynı soydan geliyordu...