Anlatmak için anlamak gerekir. Hemen bir soru ile başlayalım. Kaç kişi anlıyor ve kaç kişi anlatabiliyor? Hele hele İslam dininin bünyesinde mevcut tasavvufi hayatı anlamadıktan sonra O´nu anlamak ve anlatmak mümkün mü? Yapılan Mevlânâ´yı anma törenlerine bu merkezden bakmak lâzımdır. Saz ve diğer ..
İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya çalışır... ..
Son zamanlarda yine tartışma konusu olanlardan biride evliyanın kerameti meselesidir. Akaid kitapları ve “kerametül evliyai hakkun”, evliyanın kerametinin hak olduğunu zikrederler. Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim’de : “Zekeriya (a.s.) her ne zaman O’nun yani Meryem’in yanına gelirse orada bir rızık bulu..
Hayber’in fethinden dönülürken, Vâdi’l-Kura denilen yere gelindiğinde, Kavsâ isimli deveden Hz. Peygamber’e ait yükü indirmekte olan Mid’am isimli kişinin boğazına saplanan bir ok onu öldürdü...
Rasûlüllah (s.a.s.) Efendimiz, simâca insanların en güzeli, ahlâk yönünden de insanların en üstünüydü. ``Sizin en hayırlınız, ahlâken en üstün olanınızdır.´´ ``Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim´´ buyurmuştu. Nitekim Kur´ân-ı Kerîm´de ``Aziz Peygamberim, şüphesiz sen en üstün bir ah..
Kur’an ve sünnetten ilham alınarak tesis edilen; kalbi temizleme, nefsi terbiye usulüne “Tasavvuf” adı verilmektedir…..
Kureyşli müşrikler, zaman zaman Efendimiz (s.a.s) ile alay ederlerdi. ..
Şecaat; savaş ve şiddet sıralarında cesaret ve yüreklilik göstermek demektir. Necdet de, korku ve dehşet yerlerinde, olağanüstü durumlar karşısında sabır ve sebat göstermek, korkuya düşüp uygunsuz iş yapmamak, demektir. Şecaat ve necdet hasletlerinin her ikisi de, Peygamberimiz aleyhis..
İbrâhim b. Edhem, Belh ülkesinin saltanat ve debdebeye düşkün olan hükümdarıydı. Onu bu düşkünlükten kurtarıp âhiretini de ihyâ edebilmesi için devrin ârif ve sûfîlerinden zaman zaman kendisine ibretli ikazlar yapılıyordu...
Peygamberimiz aleyhisselamın zevcelerinden Hz. Ümmü Seleme’ye, Rasûlullah aleyhisselamın Kur’ân-ı Kerîm’i nasıl okuduğu sorulmuştu. O da:..
Kur’an-ı Kerim’de iman ehlinin özelliklerinden biri anlatılırken, “Onlar, Allah’ı ayakta iken, oturarak ve yanlarına yaslanmış olarak zikreden kimselerdir” (Al-i İmrân, 191) ve “Ticaret ve alışveriş onları Allah’ı anmaktan alıkoymaz” (Nûr 24/37) buyrulmaktadır. ..
Müslümanlar arasında ne gaibden haber veren kâhinler, ne de geleceği okuyan falcılar vardı. ..
Nazar değmesine, Kurân-ı Kerim’de: “O inkar edenler, zikri (Kurân’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi...” (Kalem, 51) âyetinde işaret edilmektedir...
Yüce Rabbimiz, Kurân-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah ve Rasûlü’nün önüne geçmeyiniz, Allah’tan korkunuz. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve görendir.” ..
Kur’ân-ı Kerim tarafından kesin olarak yasaklanmış kumardan başka bir şey olmayan “müşterek bahse tutuşma”, ne at yarışları ne de öteki şeyler için söz konusu değildi...
Bugün Müslümanların, hakkı tebliğdeki metotlarının yanlış olması sebebiyle İslâm çatısı altında toplanma anlayışı zarar görmektedir. Hakkı anlatmadaki usûlümüzü Kuran-ı Kerim en güzel ve en açık şekilde ortaya koymuş, Peygamberimiz (s.a.v.) kapalı kalmadan hepsini sözüyle ve özüyle açıkla..