Abdullah Demircioğlu hocamız, Tekâsür Suresi üzerinden insanların dünya malı ve çoklukla övünme hastalığına kapılarak hakikatten uzaklaştığını anlatır. Ölüm gerçeği, kabir hesabı ve malın geçiciliğini hatırlatarak Kur’an’ın kesin uyarılarına dikkat çeker. Ebu Leheb kıssasıyla inkârın akıbetini, cuma gününü hafife almamayı ve ibadette ciddiyeti vurgular. Hutbe, Peygamberimizin “huşûsuz kalpten, doymayan nefisten ve faydasız ilimden Allah’a sığınma” duasıyla tamamlanır.
06-12-2025 289
Hocamız dersinde misvakın ve fıtrî temizlik sünnetlerinin önemini vurgular. Hadislerin güvenilir şekilde aktarılmış olduğunu, sahabe ve mezhep imamlarının bu ilmi titizlikle koruduğunu açıklar. Abdest, helal kazanç ve temizliğin ibadetlerin kabulündeki rolünü hatırlatır. Peygamberimizin abdest uzuvlarının nuru ile ümmetini tanıyacağına dair hadisi aktarır ve ders, ibretli ayet hatırlatmalarıyla dua üzerine tamamlanır.
06-12-2025 255
Hocamız şehadet, şefaat, kıyamet halleri ve İslam’ın tebliğ yönü üzerine yaptığı kapsamlı hutbe irad ediyor.. Hocamız, ayet ve sahih hadislerle müminin Allah yolundaki mücadelesinin değerini, şehitlerin yüce makamını ve şefaat gerçeğini açıklar. Müslümanın güzel ahlakıyla İslam’ı temsil etmesi gerektiğini vurgularken, ahirete hazırlık ve Allah için yapılan her gayretin büyük mükâfat getireceğini hatırlatır.
06-12-2025 231
Hocamız sohbetine Misvakın sünnetteki yeri, hadislerin güvenilirliği ve senet zincirinin titizliği üzerinde durarak hadis inkârına karşı uyarıda bulunur. Sahabenin, tabiin ve tebe-i tabiin nesillerinin faziletini anlatarak günümüz Müslümanlarına iman ve motivasyon mesajı verir. Ayrıca insanların dinden uzaklaşmasına duyduğu üzüntüyü paylaşır ve herkesin kendi gücü kadar İslam’a hizmetle sorumlu olduğunu belirtir. Sohbet, Peygamberimizin kurtuluşa vesile olan ameller hakkındaki hadisle tamamlanır.
06-12-2025 292
Abdullah Demircioğlu Hocamız, hutbesinde müminin hayatında iman, ibadet, sorumluluk ve ahiret bilincinin merkez olması gerektiğini vurgular. İmanın yalnız sözle değil, amel, gayret ve teslimiyetle ortaya çıktığını, gerçek müminin rehavet içinde olamayacağını belirtir. Dünya ve ahireti dengeli yaşamayı, nefsi hesaba çekmeyi, birlik ve kardeşliği korumayı öğütler. Kurtuluşun yolu, Kur’an’a kulak vermek, sünnete sarılmak, ihlas ve salih amellerle Allah’a yönelmektir.
01-12-2025 524
Abdullah Demircioğlu Hocamız, hadislerin rehberliğini vurgulayarak kabir azabı, Hz. Mehdi inancı, ibadet ve temizlik adabı, sadaka, ilim meclisleri ve ümmetin birlik içinde olması gerektiğini anlatır. Kur’an’a ve sünnete sarılmanın, tevbe ve salih amellerin kurtuluşa vesile olduğu hatırlatılır.
01-12-2025 356
Abdullah Demircioğlu Hocamız bu hutbede, Allah’a hamd ve Resûlullah’a salât ile başlayarak Peygamber Efendimizin ümmetine düşkünlüğünü ve onun en güzel örnek olduğunu hatırlatıyor. İnsanların malları ve canlarıyla imtihan edildiğini, sabredenlerin müjdeleneceğini; gece ve gündüzün, uyku ve dinlenmenin büyük birer nimet olduğunu anlatıyor. Amme Sûresi’ndeki “büyük haber”in kıyamet olduğunu, herkesin sonunda bu gerçeği anlayacağını vurguluyor. İnsanın dünyaya Allah’a kulluk ve ahirete hazırlık için gönderildiğini, ruhlar âleminde verilen “Kalu belâ” sözünü, ahde vefanın önemini hatırlatıyor. Muhtelif pek çok konudan bahsediyor.
01-12-2025 468
Abdullah Demircioğlu Hocamız bu hadis dersinde, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) zikir, temizlik, abdest, edep ve kabir hayatına dair öğütlerini açıklamaktadır. “Resûlullah her hâlinde Allah’ı zikrederdi” hadisiyle, müminin her durumda Allah’ı anması; tuvalet gibi yerlerde ise edep gereği zikirden sakınması gerektiğini anlatır. Kur’an’a ancak abdestli ve temiz hâlde dokunulabileceğini, abdestin mümin için manevi bir koruma olduğunu vurgular. Kabir azabının hak olduğunu, küçük abdeste dikkat etmeme ve dedikodu gibi günahların azaba sebep olabileceğini; kabirde sorgu-sualin gerçek, kabir hayatının ise cennet bahçesi veya cehennem çukuru olabileceğini hatırlatır. Tövbe ve istiğfarla günahlardan arınmanın önemini dile getirir; “Sözümü işitip başkasına aktaranın yüzünü Allah nurlandırsın” hadisiyle hadisleri yaymanın faziletini, hadis okunan evlere bereket indiğini ifade eder.
01-12-2025 414
Abdullah Demircioğlu hocamız bu hadis dersinde, sünneti ihya etmenin ve ilim meclislerine katılmanın faziletine dikkat çekerek ilim talebesine meleklerin ve mahlûkatın dua ettiğini anlatıyor. Hadislerin sıhhati, sahabenin rivayetteki titizliği ve Enes b. Mâlik ile Ebû Hureyre’den örneklerle açıklanıyor; Peygamber’in güzel ahlâkı, şefaat, havz ve kabir azabı gibi konularda şüpheye düşmekten sakındırıyor. Temizlik ve tuvalet adabı, cinlerin varlığı ve zararlı gizli varlıklardan Allah’a sığınma, aileyi yıkmaya çalışan şeytana karşı selâm, besmele ve günlük sünnetlerle korunma vurgulanıyor. Son olarak, dünyayı terk etmek yerine İslam’ı öğrenip yaşamak, zikri ve salih amelleri çoğaltmak, sünneti diriltmek suretiyle hem dünya düzeni hem ahiret saadetinin hedeflenmesi öğütleniyor.
01-12-2025 388
Hutbe, müminin kurtuluşunun Kur’an ve Sünnet’e sarılmakla mümkün olduğunu vurgular; Allah ve Resûlü’ne itaati, birlik ve beraberliği, imtihanlar karşısında sabrı öğütler. Çekişme, öfke ve hasedin ümmeti zayıflattığı, hasedin amelleri yok ettiği hatırlatılır; Cuma ve cemaat adabı kısaca anlatılır ve din kardeşliğini güçlendirme, affedicilik ve uhuvvet çağrısıyla salavat ve dualarla tamamlanır.
01-12-2025 257
Abdullah b. Amr şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber’e :“Ey Allah’ın Rasûlü! Zikir meclislerinin ganimeti nedir? Diye sordum. “Zikir meclislerinin ganimeti cennettir cennet!” buyurdular...
Efendi Hazretleri sohbetinde Kasas Suresinin 59 ve 60. ayetlerini tefsir ediyor devamında zikrullahın önemini ayetler ışığında açıklıyor.....
Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.), Uhud dağına bakıp: “Doğrusu Uhud, bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz” buyurdu...
Efendi Hazretleri sohbetinde Fudayl bin İyad´dan bir kıssa ile şeytanın hile ve tuzaklarına dikkat çekiyor. İhlasın önemini anlatıyor...
Allah Teala'yı hakkı ile takdir eden alimler, Allah Teala'ya dünyevi çıkarlarını koruması, maksatlarına ulaşmalarını sağlaması için tevekkül etmezler. Onlar tevekküllerinde arzuladıkları takdirin gerçekleşme sini, istemedikleri hükümlerin değiştirilmesini, Allah Teala'nın sabık iradesinin kendi a..
Muttaki insan Allahın azabından çekinerek emirlerine sımsıkı sarılan, rahmetine güvenip kulluk görevini gerektiği gibi yapan ve Rabbine saygıda kusur etmeyendir...
Hep fesad işlerime, Estağfirullah tevbe, Yaman teşvişlerime, Estağfirullah tevbe. Gözümün baktığına, Gönlümün aktığına, Kulağım çaktığına, Estağfirullah tevbe. Dilimin gıybetine , Nefsimin lezzetine, Hep azam lezzetine, Estağfirullah tevbe...
“Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! (İyi) kullarımın arasına ve cennetime gir.” Fecr Suresi 28, 29, 30. ayet..
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdu: “Bir kimse ki, kendi gibi yaratılmışa dayanır, o melundur.” Melun: Lanete uğramış, herkesin nefretini celbeden kimse, demektir. Hayret. Çoğu kimseler, bu lanet halkasına takıldı, hayret. Halkın çoğu aynı yolda. Allah'a dayanan, bir tane denecek kadar a..
Şüphe yok ki Allah, adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyaçları olan şeyleri vermeyi emreder ve çirkin olan, kötü görünen şeylerle haksızlığı nehyeder; öğüt alasınız diye de size öğüt vermektedir. Nahl Suresi 90. ayet..
Allah-u Teâlâ'nın katında duâdan daha değerli bir şey yoktur. (Tirmizî - İbn-i Mâce)..
Cenâb-ı Allah, O’nu medh ettiği için biz de O’nu sever ve O’nun getirdiklerine uyarız. Kıyamet günü şefaat sahibi olduğu için O’nun şefaatini umarız. Ravza’sının başında buluşmayı arzu ederiz. Oradaki, adetleri yıldızlardan daha çok olan güzel mi güzel kâselerden dolu dolu içmeyi umarız. O’na salât ..
"Bizim sözlerimiz Kitab ve Sünnet'tendir. Bu iki kaynaktan gücünü ve manasını almayan bir sözde değer yoktur." "Ârifin alâmeti nedir?" diye sorulduğunda; "Allahü Teâlâ'yı anmakta gevşeklik göstermemektir." buyurdu...
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, Bağdad’daki derslerine ve va’zlarına ara verip, bir müddet yalnızlığı tercih ettikten sonra, tekrar ders, va’z ve fetvâ vermeye başladı. Pek meşhûr oldu. İnsanlar her taraftan onun sohbetine koşuştular. Âlimler, sâlihler toplanmıştı. ..
Receb ed-Dârî şöyle anlatmıştır: Hicretin 616. yılında, Şam’da Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin oğlu Şeyh Mûsâ’dan dinledim. Şöyle anlatıyordu: Rahmetli babam birgün buyurdular ki: “Bir vakit Berye’ye (çöle) çıkıp orada bir müddet kaldım. İçecek su bulamadığım için çok fazla harâretlenmiştim. ..
İman sahibi, dünyalık adamlar arasında bir garip kişidir. Zâhid olan, âhirette bir zavallı gibidir; çünkü onun arzusu âhiretin güzelliği değildir, efendisidir. İrfan sahibi ise, Zât-ı İlâhîden gayri her şeyi bir yana atar. Bazı iman sahipleri dünyada bir zindan hayatı yaşar. Rızkı dar değildir...
