Evladım! Dünya ve ahret saadeti ancak Allah’ı zikirdedir. Allah’ın zikrini yapanlar dünya ve ahret selamet ve saadetine ererler. Şeriatla tarikatla amel edenler muvaffak olurlar. Yolumuz, şeyhimiz, mürşitlerimiz, pirlerimiz büyük zatlardır. Kuvvetli bir yoldur. Büyük bir caddedir. Çalışan ma..
Âlimler, İmam-ı Azam’ın takvası, ibadeti ve zühdünde icma etmişlerdir. Kalbi ahlaki kötülüklerden arı, her çeşit faziletle süslü, Allah ve Resulü’nün getirdiklerine sıkı sıkıya bağlıydı. İmam Abdullah b. el-Mübarek: “Ebu Hanife’den daha çok Allah’tan korkan birisini görmedim.” [18] demektedir. Abd..
Günlük hayatımızda ve bilhassa namazın içinde, dualarımız arasında, topluca ve tek başına yapılabilecek bu vazifenin mahiyeti, kimlere getirilebileceği, hükmü ve önemi: "Salât" kelimesi lügatte; dua, namaz, rahmet mânâlarına geldiği gibi kendisinden türetilen bazı fiillerinde bereket mânâsı da vard..
Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt Han’ın bir meseleden dolayı mahkemeye gelip şahitlik yapması gerekmişti. Ancak Bursa kadısı Molla Fenârî, hiç çekinmeksizin padişahın şahitliğini reddetmiş, mahkemede şahitlik yapma liyakatinde olmadığını iddia etmiş, gerekçe olarak da padişahın cemaatle namaz kı..
Osmanlı’nın özünü ve temellerini besleyen manevî unsurların en başında “ilâ-yı kelimetullâh aşkı ve peygamber sevgisi” gelmiştir. Peygamberimize ve mukaddes beldelere hürmet, muhabbet, hizmet ve sadakat, soylu ceddimizin her daim şiarı olmuştur. Padişahlar, devlet işlerinin aksamaması için şeyhülis..
Ümmü Haram binti Milhan (r.anhâ), halk arasında "Hala Sultan" adıyla meşhur, şecaat sâhibi kahraman bir İslâm kadınıdır. O, bi'setten önce Medine'de doğdu. Hazrec kabilesinin Benî Neccar koluna mensuptur. Babası; Milhan bin Hâlid, annesi Müleyke binti Mâlik'tir. Asıl adı bilinememektedir. Ümmü Ha..
Amr İbnu’l-Âs (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah şöyle buyurdu: “Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm/45; Ebû Dâvûd, Savm/15 İbni Abbas (r.a) şöyle dedi: “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.” (Buhârî, Savm/..
Allah Teala'nın havass kullarının orucu, şu altı organı muhafaza etmekle gerçekleşir: 1. Gözü kısarak bakışta derinleşmemek. 2. Kulağı bir haramı dinlemekten, günahtan korumak ve batıl ehlinin sohbetine katılmamak. 3. Dili, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahil olmaktan muhafaza etmek, söyl..
Allah'ın insana “ruhundan üflemesi” ifadesi, kuşkusuz, ona hayat, bilinç ve duyarlık, yani bir can bahşettiğini dile getiren mecazî bir ifadedir. Diğer mahluklar gibi Allah tarafından yaratılmış olan “RUH”un Allah’a isnat/izafe edilmesiyle, Hz. Âdem (a.s.)'ın şerefli oluşuna, ana unsurunun güzelliği..
Bir rahmet ayı olan Ramazan’a kavuşmuş bulunuyoruz. Geçmiş milletlere de yazılmış olan oruç ve oruçla gelen bedenî rahatlık, sıhhat ve âfiyetin yanı sıra ibadetlerin kat kat ecir ve mükafatının oluşu, Cenâb-ı Allah’ın büyük bir lütfudur. Bu ay herkes için büyük bir fırsat olmalıdır. Oruç ayına birk..
Mucize gibi keramet de harikulade halleri ifade eden bir terim olarak Kur’an’da ve hadislerde geçmez. İlk zamanlarda genellikle “ayet” terimiyle ifade edilen(1) bu tür olaylar için 8. yüzyıldan itibaren keramet kelimesi kullanılmaya başlanmıştır...
Şiir serüvenimize belki Arapların, Türklerin ya da Farsların eski kültürlerinden devam edebilirdik. Ama biz yine de insanlığın kemal noktası olan Fahr-i Kâinat Efendimizle başlayalım. Üniversitemizde düzenlenen Mevlid kandili programında rektörümüz Sn. Abdullah Demircioğlu Hocaefendi’nin hatırlattı..
Temel inanç esasları, dinimizin özünü oluşturur. Bunlardan birini ya da birkaçını inkâr etmek kişiyi İslâmiyet’ten uzaklaştırır. Hal böyleyken Müslüman olsun ya da olmasın, bazı gerekçelerle yüce dinimizin itikadî/inanç esaslarını değiştirmeye çalışanlara şahit oluyoruz. Meselâ; kelime-i tevhîdin i..
Bu ayın feyiz ve bereketi ifade buyrulurken Peygamber Efendimiz (s.a.s): “Ümmetim Ramazân’da ne türlü hayır ve bereketin olduğunu hakkıyla bilselerdi, bütün senenin Ramazân olarak devam etmesini isterlerdi” demiştir. (Riyazü’s-Sâlihîn, II, 489; Ali el-Müttaki, Kenzul-Ummâl, VIII/478; Heysemî, Mecmâ..