Şibli hazretleri bir gün Hicaza gitmek için yola çıkar, yolu Bağdat’tan geçer. O zamanın halifesi Harun Reşid, Şibli hazretlerinin Bağdat’a geldiğini duyar. “Biz mi ziyaretine gelelim yoksa o mu bizim sarayımıza şeref verir?” diye haber gönderir. Şibli hazretleri biz halifenin yanına geliriz der. Ve..
Behlül Dânâ, bir gün Harun Reşid'den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını verdi. Behlül hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi. Dönüp fırıncıya sordu: ..
‘Hiçbir peygamber yoktur ki, ruhu, Cennetteki durağını görmedikçe alınmaz! Sonra, durağına gitmesi arzusuna bırakılır!’ ..
Peygamberimiz (a.s), bir gün Hz. Ebu Bekir’le Hz. Ömer’in arasında yürüyüp gittiği sırada, kardeşinin veya kendisinin hasta olan oğluna şifa için Tevrat okuyan bir Yahudiye rastladı...
Evliyaullahtan bir zat, Ramazan günü talebeleriyle birlikte bir şehre gitmek için yola çıktılar. ..
Kur'ân'ın nazmını bozacak derecede aşırıya gitmeksizin sesi yükseltip ahenkli bir şekilde tertil ile güzelce okumak, sünnet-i seniyyedir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:..
Uhud savaşında Rasûlullah, üzerinde "korkaklıkta utanç, ileri gitmekte şeref var, kişi korkaklıkla kaderden kurtulamaz" yazılı bir kılıcı eline alarak: "Bu kılıcın hakkını kim verir?" diye sormuş, Ebû Dücâne de kılıcı alarak savaşmıştır...
Enes bin Malik anlatıyor: -Bir bayram günü idi. Biz Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile camiden çıkmış menzillerimize dönüyorduk. Çocuklar bayramın neşesi içinde oynuyorlar, kuşlar gibi cıvıldaşıyorlardı. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, çocukları çok severdi, onların bu neşeler..
“Şakîk, zenginlerden birinin oğluydu. Genç yaşta ticaret için Türk ülkesine gitmişti. Bir puthaneye girdi. Burada putlara hizmetçilik yapan birini gördü. Hizmetçi saçını sakalını tıraş etmiş, üzerine erguvânî bir elbise giymişti...
Ummî Bistamî babasının şöyle dediğini hikâye eder: “Kalenin duvarlarının dibinde Hakk Sübhânehû ve Teâlâ’yı zikretmek için Bayezid bir defa serhaddaki kaleye gitmiş, fakat zikir yapmadan sabaha kadar orada kalmıştı. Bunun sebebini sorunca dedi ki: Çocukluğumda ağzımdan çıkan hoş olmayan bir kelimeyi..
Sehl diyor ki: “Daha üç yaşımda iken kalkar ve sabaha kadar uyumayan dayım Muhammed b. Süvâr’ın nasıl namaz kıldığına bakardım. Dayım bana, git, uyu, çünkü kalbimi meşgul ediyorsun, derdi.”..
Vallahi yâ Muhammed! Ben senin yanındaki adamlardan korkmamışımdır! Fakat ben seni görünce aklım başımdan gitti ve zaafa düştüm!..
Zamanında eşi bulunmayan yegâne bir velî idi. Recâ konusunda özel bir üslûb ile konuşmuştur. Marifet hakkında sözleri vardır. Belh’e gitmiş, bir müddet orada ikâmet ettikten sonra Nişabur’a dönmüş ve 258 (871) senesinde vefat etmiştir...
Tasavvufta; bir velinin, yaşadığı zamanın dışına çıkarak daha önce meydana gelmiş hadiselerin yaşandığı döneme gitmesidir...
Peygamberimiz aleyhisselam, Mekke’nin fethi günü amcası Ebu Talib’in kızı Ümmü Hani’nin evine gitti. Orada, Hz. Fâtıma’nın getirdiği örtü ile siperlenerek yıkandı.(1) ..