1. Günlük zikir abdestli veya abdestsiz olabileceği gibi abdestli olarak yapılması daha iyidir. Böyle yapılan zikir ölü kalpleri diriltir. Kalplere huzur gelir...
Tarikat kelimesi, Arapça bir kelimedir. Bunun çoğulu, “Turûk” veya “Tarâık” olarak kullanılmıştır. Yol, metot, usul, tarz, şekil, san, hayat hikâyesi, bir milletin şereflisi manasına geldiği gibi ayrıca vurmak manasına gelen fiilden türetilmiş bir kelimedir...
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in mescidine bitişik sofada barınan ve islâmî tedrisatla meşgul olan sahabiler... Suffe, eski evlerdeki seki, sed gibi yüksekçe eyvan demektir. Dilimizde buna sofa da denir. İslâm tarihinde "suffe" denilince, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Medine'deki mescidinin bitişiğindeki bu..
Rabıta; bir velinin suretini, şeklini hayaline getirerek onun kalbindeki feyz, bereket ve marifetlere ve ilimlere ulaşmaktır. Kalbini büyüklerin kalbine bağlayarak onlardan feyz alma, her şeyi unutarak dünya işlerini düşünmeyerek sevgi ve saygı ile bir velinin mübarek yüzünü hayalinde veya gönlünde ..
Tarikat kelimesi, Arapça bir kelimedir. Bunun çoğulu, “Turûk” veya “Tarâık” olarak kullanılmıştır. Yol, metot, usul, tarz, şekil, san, hayat hikâyesi, bir milletin şereflisi manasına geldiği gibi ayrıca vurmak manasına gelen fiilden türetilmiş bir kelimedir. Bu anlamda tasavvufta kullanılır olmuştur..
Anlatmak için anlamak gerekir. Hemen bir soru ile başlayalım. Kaç kişi anlıyor ve kaç kişi anlatabiliyor? Hele hele İslam dininin bünyesinde mevcut tasavvufi hayatı anlamadıktan sonra O´nu anlamak ve anlatmak mümkün mü? Yapılan Mevlânâ´yı anma törenlerine bu merkezden bakmak lâzımdır. Saz ve diğer ..
Şüphesiz ki, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî veya diğer tasavvuf büyükleri denilince, İslam´ı taviz vermeden yaşayan kimseler anlaşılır. Hakiki mutasavvıf bunlardır. ..
Hıristiyan âleminin Hz. İsa’yı ilahlaştırması, O’nu ilah veya ilahın bir unsuru olarak kabul etmeleri, Şiilerin Hz. Ali ve O’nun soyundan gelenlere aşırı derecedeki bağlılıkları.....
Rasûlullâh (s.a.s) Efendimizin adı veya lakabı ile çağrılması, Cenâb-ı Hakk (c.c.) tarafından yasaklanmıştır...
Medine’de yanlarında kalacak akrabaları veya evleri olmayan kimsesiz, fakir muhacirler burada barındıkları için, buranın sakinlerine “Ashâb-ı Suffa” ya da “Ehl-i Suffa” denilmiştir...
Peygamberimiz (s.a.s): “Aziz ve Celil olan Allah, yenilecek bir şeyi yiyip veya içilecek bir şeyi içip de, bundan dolayı kendisine hamd eden kulundan muhakkak razı olur” buyurmuştur...
Peygamberimiz (s.a.s), Hayber seferine çıkacağı sırada: “Son derece yoksul veya zayıf olanlarla, binitleri uysal olmayanlar geri dönsün!” diye nida ettirdi...
Ramazan-ı şerif kamerî aylardandır. Kamerî aylar 29 veya 30 gün olur Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem- buyurur: ”Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır; cehennem kapıları kilitlenir; şeytanlar zincire vurulur.” (Buhârî, Müslim) Yâni beşerî suçlar ve günâhlar, gerçek oruç tuta..
Her inanan müslüman, Rabbu’l-Âlemi’nin emirlerini ve O’nun elçisinin getirdiklerini can u gönülden kabul etmek ve uygulamak zorundadır. Çünkü onlar bizim her şeyimizdir. Onlarsız olmaz...
اخرج البيهقى فى شعب عن ابى الجوزا قال: قال رسول الله..
Osmanlı Devletinin ilk şeyhülislâmı ve büyük velî. İsmi Muhammed olup, babasınınki Hamza'dır. Nisbeleri Rûmî ve Fenârî, lakabı Şemsüddîn'dir. 1350 (H.751) senesinde Fener köyünde doğdu. Bu köyde doğması veya babasının fenercilik sanatıyla meşgûliyetinden dolayı "Fenârî" nisbetiyle meşhur oldu...