Bir keresinde Ebû Hureyre (r.a): “Ey Allah Rasûlü! Sizin huzurunuzdayken dünya bize hiç geliyor, aklımızın ucundan bile geçmiyor...
Hıristiyan âleminin Hz. İsa’yı ilahlaştırması, O’nu ilah veya ilahın bir unsuru olarak kabul etmeleri, Şiilerin Hz. Ali ve O’nun soyundan gelenlere aşırı derecedeki bağlılıkları.....
Rasûlullâh (s.a.s) Efendimizin adı veya lakabı ile çağrılması, Cenâb-ı Hakk (c.c.) tarafından yasaklanmıştır...
Nakledildiğine göre sahabeden birisi, Hz. Peygamber’e gelerek: “Bizi de gözet, sözlerini anlayabilmemiz için teenni ile konuş” anlamında: “Râ‘inâ ya Rasûlullâh” dedi. ..
Rasûl-i Ekrem Efendimizin yeryüzündeki halîfeleri olan İslâm büyükleri söz, fiil ve ima ile rahatsız edilmemeli, mübarek vakitleri boş ve laubali lakırdılarla işgal edilmemelidir. ..
Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasulallah Nasıl bilmem bu nirâna dayandım yâ Rasulallah Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Rasulallah Cemâlinle ferahnâk et ki, yandım yâ Rasulallah Yanan kalbe devasın Sen, bulunmaz bir şifâsın Sen Bulunmaz bir sehâsın Sen, dilersen rûnümâsın Sen Hab..
``Benim dünya ile ne işim var? Ben dünyada yolculuğu sırasında bir ağaç altında gölgelenen, sonrada oradan geçip giden bir yolcu gibiyim.´´(İbn Mâce, Zühd 409)..
Asr-ı Saadette yapılan sporlardan biri de koşuculuktu. Hz. Peygamber (s.a.s), Seleme b. Ekvâ ile Ensar’dan birine, Medine’ye kadar koşu yarışı yapma izni vermişti. ..
İslam’a göre, bir kimsenin vahiy alan bir peygamber olabilmesi için hiç de mucize göstermesi gerekmez. Zira bir kimse peygamber bile olsa, her şey insana değil Allah’a bağlıdır ve onun emriyle meydana gelmektedir...
Ebû Hureyre'den rivayet edilmiştir: "Ebû Hureyre’nin canı elinde olan Allah’a yemin olsun! Rasûlullâh (s.a.s) ile ailesi, dünyadan ayrılıncaya kadar üç gün arka arkaya buğday ekmeğinden doya doya yememiştir."..
Ledünnî ilim var mıdır ve ne demektir? İslam dinine ait kitaplarda, özellikle de tasavvufa ait olanlarda ledünnî ilimden bahsedilmiştir. Bu, Hz. Allah tarafından verilen bir ilimdir. Buna “ilmü mevhibe” de denilebilir. Hibe edilmiş, verilmiş, ihsan olunmuş ilim demektir. Bu ilme herkes nail olamaz...
Peygamberimiz (s.a.s): “Aziz ve Celil olan Allah, yenilecek bir şeyi yiyip veya içilecek bir şeyi içip de, bundan dolayı kendisine hamd eden kulundan muhakkak razı olur” buyurmuştur...
“Bir kimse, her namazın sonunda 33 kere sübhânallâh diyerek Allah’ı tesbih eder, 33 kere elhamdülillâh diyerek Allah’a hamd eder, 33 kere de Allâhü ekber diyerek tekbir getirirse bunların toplamı 99 eder...
İslamiyet; ruh ve cesedi koruyan, dünya ve ahirete ait bir dindir. Onda ifrat da yoktur tefrit de. Dinimiz, bedenin hastalıklardan korunmasını teşvik etmiş, bunun için de gerekli tedbirleri almayı, zamanında doktora başvurmayı, hülasa gereken sebeplere yapışmayı emretmiştir. Buharî ve Müslim”de..