Afiyet haline gelince; ondan daha iyisi yoktur, güler, oynar sevinir. Zaman kaybetmeden şehvet yollarına koşar. Hiç biriyle yetinmez. Biri eskiyicince yenisini aramaya koyulur. Yemek beğenmez. İçkilerin her çeşidini sofrada bulundurur. Evinde hanımını da hemen savar, onun da yenisini arar. Evini beğ..
Muhasebe; hesaplaşma, insanın nefsini hesaba çekmesi demektir. Peygamberimiz (s.a.v.) de: "Hesaba çekilmeden önce hesabınızı görünüz" diye buyurmaktadır. Gelmesi kesin olan hesap gününe hazırlık yapmamız gerekmektedir. Milyarlarca insanın hesabını bir ikindi ile akşam vakti arasındaki zaman kadar ço..
Nefsâni hazlardan vazgeçip rûhâni hazların deryasına dalmak isteyen... Kuru iddiaları terk eyleyip, cân u gönülden ihlâsa sarılan... ..
Muhalefet kılıcı ile nefsini her öldürdükçe Allah (c.c), onu yeniden diriltir. Dirilince yine senden birçok şeyler istemeye, seninle nizaa tutuşur. Kötülük kanatlarını açar; yine uçmaya başlar. İşte., bu sırada sana yine cihad düşer. Nefis ölmez; sen sağ oldukça o da olur. Yalnız o islah olur...
İnsanların kendi nefislerine karşı da birtakım görevleri vardır. Bu görevlerin bir kısmı bedenlerine, bir kısmı da ruhlarına aittir. Başlıcaları şunlardır: ..
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Cennete sadece merhametliler girecektir.” Orada bulunan sahabiler: “Yâ Rasûlallah! Biz, hepimiz merhametliyiz” derler. Peygamberimiz (s.a.s) onlara şöyle cevap verir: “Sırf nefsini esirgeyen kimse merhametli değildir; merhametli kimse hem kendini ve hem d..
Kendini tanımak, bilmek istersen, iki şeyden yaratılmış olduğunu bilmelisin. Biri zahirî kalıp. Buna beden derler. Göz ile görülebilir. Diğeri bâtın [içyüz, görünmeyen taraf] mânâsındadır. Ona nefs derler, ruh derler ve kalb derler. ..
Nefs-i mutmainne ifadesi Kur’an-ı Kerim’de, nefs-i emmare, nefs-i levvame gibi bir defa geçmektedir. (Fecr, 89/27) Bu terimler daha sonraki asırlarda yaşayan alim ve ariflerce nefis eğitiminin kademelerine isim olarak verilmiştir. İnsan nefsinde var olan kin, kibir, hased, şehvet, riya gibi hastalık..
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sizin hesabınıza en çok şu iki şeyden korkuyorum: Aşırı emeller beslemek ve nefsinizin engin ihtiraslarına kapılmak. Çünkü aşırı emeller beslemek âhireti unutturur, nefsin doyumsuz ihtiraslarına kapılmak ise insanları haktan saptırır.” Yine Efendimiz (a.s) ..
Nefis bir puttur, nefsine boyun eğen puta tapmış olur. Allah'a ihlâsla kul olanlar, sırf O'na kulluk etmeyi başaranlar, nefislerine yenen kimselerdir...
Her kim ki, görüşü ile yetinir, nefsin sözünü dinler, şeytanın işlerine uyar, kötü şahsî arzularına kapılırsa, o İblis’in bendesi olur. İblis’e uyar, Hak yoldan sapar, İblis o şahsın önderidir...
Makamı hizmet için isteyenler, ölmeden evvel ölenler içindir. Nefsin hilelerinden emin olmayanın fitnesinden korkulur...
Ey kardeşim, bilmiş ol ki Allah Teâlâ insanı iki muhtelif şeyden yaratmıştır. Birincisi cisimdir ki bu zulmânî, kesif (katı, donuk, yoğunluğu bulunan), sonradan meydana gelen ve bozulmayla yüz yüze olan, organik ve kimyasal bileşiklerden oluşan ve de varlığının devamını haricî faktörler olmaksızın ..
Fetâ; nefsinin işlerini tedbirden, malından ve evladından geçip hepsini, bütün varlığın sahibi yüce Allah'a hibe ve feda eden kimsedir. Aslında hibe ettiği şeyler kendisine ait değildir; onlar yüce Allah'ın olup şu âyette istenen yolda harcanmıştır: “Şüphesiz Allah, müminlerden, kendilerine cenneti..
Sâdık ve sâlim İhsan Efendi oğlum! Ârif ona derler ki; kalbi vesveseden, teşvişten (karışıklıktan) yani bulanıklıktan beri (uzak) olandır. Ve böyle ârifler, kendilerine karışık haldeki insanlar ve hâdiseler geldiğinde onları sükûnete erdirenlerdir. Binaenaleyh, (bununla birlikte) kalbinin safasını..
Nefsini zilletle bilirsen, Rabbini izzet ile bilirsin. Nefsini yoklukla bilirsen, Rabbini varlıkla bilirsin. Nefsini fakirlikle bilirsen, Rabbini zenginlikle bilirsin...