Hz. Peygamber’in herkesi kucaklayan engin ahlâkı karşısında inananla inanmayan, dostla düşman, akraba ile yabancı arasında fark yoktu. Lütuf ve merhamet bulutu çöllere de, vadilere de eşit yağıyordu. Yahudilerin Hz. Peygamber’e ne kadar amansız düşman olduklarının delilleri, Hayber savaşına kadar sü..
Evet, dün olduğu gibi bugün de yahudilerin çoğu korkuyor. Tıpkı diğer bütün hilekar, entrikacı, sahtekar ve karaktersiz milletler gibi.....
“Hz. Peygamber’e ‘Sana nasıl salât-ı şerife getirelim?’ diye sorulunca şu cevabı verdi: Deyiniz ki; ey Allah’ım! Kulun Muhammed’e, âline, zevcelerine ve zürriyetine, İbrahim’e, onun âline salâvat ettiğin gibi, salâvat et. İbrahim ve âline bereket yağdırdığın gibi, Muhammed’e, pâk zevcelerine ve zür..
اخرج الـبيهقى عن زيد بن اسلم قال، قال ابن الاودع ان..
Türklerin sanata en büyük katkılarından biri de çinicilik olmuştur. Anadolu’da çininin mimarî süslemede kullanılmaya başlaması ilk defa Türkler’in meydana getirdiği eserlerde görülmüştür. Selçuklular’da büyük gelişme gösteren tuğla ve stüko süsleme, Anadolu’da yerini taş süslemeye bırakmıştır. Türki..
Ey oğul! İki adım vardır ki, eğer bu iki adımı atabilirsen Hakk’a ulaştın demektir. Eğer kalbin ve ruhunla, dünyayla ahiretten birer adım, nefsinle diğer insanlardan da birer adım uzaklaşabilirsen, Hakk’a ulaşmış olursun. Sen, kalbin ve ruhun ile bu zahirleri terk et. İşte o zaman önce başlangıçta, ..
Biz neyiz, kimiz, kim olmalıyız? Biz her şeyden evvel, Allah’ın kuluyuz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimizin şerefli ümmetinin bir ferdiyiz. Bizim özümüz budur, sıfatımız ise ; aşktır, samimiyettir, ihlastır, rızadır, sabırdır, edebdir, teslimiyettir, ahlak-ı hamîdedir, kanaattir, tevazûdur… All..
Devamlı hasret olan vecd ile, niha-î vuslat hali yaşatan huzur, acaba birbirinin zıddı haller midir? Görünüşte öyle olmakla beraber, hakikatte vecd ile huzur, birbirine zıt ve aykırı davranışlar değildir. Tasavvufun gayesi olan huzura, vecd yolu ile ulaşmak zarûridir...
Rasûlullâh’ın meclisine gelenler için herhangi bir engel yoktu. Örneğin; bedeviler görgüsüz tavırlarıyla gelir ve fütursuz sorular sorarlardı...
Vahhabi mezhebinin kurucusu olan Muhammed bin Abdülvahhab, Hureymile’ye gitti. Bir süre sonra burada tanındı ve etrafına pek çok taraftar toplamayı başardı. Ancak kendisine bir fenalık yapılabileceğinden kuşku duyan yakınları, onu doğduğu şehir Uyayne’ye götürdüler...
Bil ki, ölüm korkutucu, tehlikesi ise çok büyüktür. İnsanların ondan gafil olmalarının sebebi onu az düşünüp az zikretmeleridir. Onu ananlar da kalplerini her şeyden arındırarak temiz bir kalple değil, dünya şehvetleri ile meşgul bir kalple andıklarından, bu onların kalplerinde bir tesir meydana get..
Arabi lisanında “fuad” , fariside “dil” olarak ifade edilen ”gönül” insanın özüdür. Gönül tasavvufta kalbin mertebelerinden bir mertebe olup ayet ve hadislerde gönülden bahsedilmiştir. Nitekim sure-i Necm: 11. âyet-i kerîmede “kalb gördüğünü yalanlamadı ”buyurulmuştur. “Ben, yere göğe sığma..
Bil ki, ölüm korkutucu, tehlikesi ise çok büyüktür. İnsanların ondan gafil olmalarının sebebi onu az düşünüp az zikretmeleridir. Onu ananlar da kalplerini her şeyden arındırarak temiz bir kalple değil, dünya şehvetleri ile meşgul bir kalple andıklarından, bu onların kalplerinde bir tesir meydana get..
Vahhabîler’in ana muhalifi Osmanlı hükümetiydi. Çünkü onlar bu hükümetin yetkisine meydan okumuş ve onu bir tarafa itmişlerdi...
Sanat, ahenk ile kafiyenin; güzel söz ile gözyaşının terkibinden oluşur. İnsanoğlu her şeyde bir sanat güzelliği, bir mükemmellik arar. Fakat tasavvufta sanat dervişin deyneğidir. Biz de Mevlânâ'nın dervişliğini bu değnekten anlıyoruz. ..
Tarih boyunca Hz. Peygamber’in doğum yıldönümüyle ilgili kutlamalar hemen bütün İslam ülkelerinde dinî ve sosyal hayatın önemli bir unsuru haline gelmiş, yöneticiler katında da yerine göre siyasî meşrûiyetin, yerine göre dinî kimlik ve hassasiyetin bir göstergesi olarak son derece renkli ve gösteriş..