Evliyaullahtan bir zat, Ramazan günü talebeleriyle birlikte bir şehre gitmek için yola çıktılar. ..
Yüzünden edep, namus ve kanaat perdesini açma... Bunun aksine yaptığın an halka rüsva olursun... Halkın yardımını kalbinden çıkar, onlara güvenme... Kudreti, kuvveti Allah’tan gör!..
Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: “Allah’a yemin ederim! Eğer ben hiç bozmadan bütün gün oruçlu olsam, hiç uyumadan bütün geceyi ibadetle ihyâ edip, malımı her şeyden kısıp Allah yolunda infak etsem, öleceğim gün kalbimde Allah’a itaat edenlere karşı sevgi, Allah’a isyan edenlere karşı da buğz yoksa..
Ahirette hâl bakımından insanların en mesûdu, en fazla Allah’ı sevenidir. Zira ahiretin manası, Allah’ın huzuruna varmak ve O’nunla mülâki olmanın saadetini elde etmek, demektir. Muhib (âşık) uzun zaman şevkiyle kıvrandığı mahbubunun (sevdiğinin) huzuruna vardığında bulanmaksızın, hasım ve rakibi..
Rabıta; bir velinin suretini, şeklini hayaline getirerek onun kalbindeki feyz, bereket ve marifetlere ve ilimlere ulaşmaktır. Kalbini büyüklerin kalbine bağlayarak onlardan feyz alma, her şeyi unutarak, dünya işlerini düşünmeyerek sevgi ve saygı ile bir velinin mübarek yüzünü hayalinde veya gönlünde..
Eğer kabir azabı, kalbin bu dünyaya bağlanması sebebiyle ise hiç kimse bundan kurtulamaz. Çünkü kadın, evlât, mal ve mevkii herkes seviyor. O hâlde kabir azabı herkese olacaktır. Bundan kimse kurtulamayacaktır denirse, cevabında deriz ki:..
Amr b. Kays’tan rivayet edildiğine göre, Ali’ye (r.a) “Niçin gömleğine yama yapıyorsun?” diye sorulunca: “Kalbim huşu’ içinde olsun, mü’minler de örnek alsınlar diye” karşılığını vermiştir...
Hasan (r.a) diyor ki: “Eyyûb’un (a.s) geriye (sağlam olarak) yalnızca iki gözü, kalbi ve dili kalmıştı. Kurtlar bedeninde yüzüyordu. Bu halde, yedi sene kilisede kaldı.” (Râviler, yedi seneden sonra daha ne kadar gün veya ay orada kaldığı konusunda ihtilaf etmişlerdir.)..
Ev evlat! Ben, sana bir aynayım; böyle gör. Beni kalbine bir ayna olarak koy, sinene yerleştir. İşleri karşıma getir. Bana yaklaş ve bak. O zaman çok şeyler göreceksin. Benden uzak kaldığın zaman göremediğin çok sefaları o kez göreceksin...
Kabz, darlık sıkıntı, ruhun üzüntülü, dertli, elemli ve endişeli olması hâli, akıl ve kalpteki verimsiz ve kısır hâl, celali tecellileri müşahede hâli. Bast; neşe, sevinç rahat ve huzur hâli. Ruhun feyz, kalbin ilham alma hâli, Cemâli tecellileri müşahede hâli...
Sehl diyor ki: “Daha üç yaşımda iken kalkar ve sabaha kadar uyumayan dayım Muhammed b. Süvâr’ın nasıl namaz kıldığına bakardım. Dayım bana, git, uyu, çünkü kalbimi meşgul ediyorsun, derdi.”..
Ey evlat! Korku üzere ol. Emin olma. Bu hâlin Rabb’ine kavuşuncaya kadar devam etsin. Kalbin istikrar buluncaya kadar böyle ol...
Sorucu, şöyle sordu: “Dünya sevgisi beni kapladı. Kalbimden onu atmak istiyorum, yolunu göster; nasıl edeyim?” Ona şunları söyledim:..
Kalp pas tutunca, sahibi anlar, gidermeye çalışırsa, pekâlâ. Aksi hâlde fena kararır. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in emrettiği şekle geçilmediği takdirde, kalp fena hâlde paslanır..