Bundan sonra kesin olarak şunu anladım: Sûfîler laf cambazları değil hal ehli kimselerdir...
Peygamberimiz (a.s) Kuba’ya geldiği zaman, Evs ile Hazrec kabileleri arasında düşmanlık vardı. Hazrecîler Evsîlerin evine, Evsîler de Hazrecîlerin evine girmekten korkarlardı. Peygamberimiz (a.s): ..
Bütün erdemlerin, güzelliklerin, sevginin ve saygının kaynağı olan yüce yaratıcının şanına yakışır bir güven ve duyarlılıkla ona saygı duymak bütün erdemleri yakalamanın ilk adımıdır. Her dem bu duygu ve düşünceyle hem dem olmak, “elinden ve dilinden insanları emin kılmanın” kulca tanımıdır. Gönü..
Sûfiler fenâ sözü ile insandaki kötü sıfatların yok olmasına işaret ettikleri gibi, bekâ sözü ile de insanın güzel vasıflar edinerek bunda devam etmesine işaret ederler...
Zamanında eşi bulunmayan yegâne bir velî idi. Recâ konusunda özel bir üslûb ile konuşmuştur. Marifet hakkında sözleri vardır. Belh’e gitmiş, bir müddet orada ikâmet ettikten sonra Nişabur’a dönmüş ve 258 (871) senesinde vefat etmiştir...
“Pervane ateşe düşmeden önce, pervanenin içine ateş düşmüştür. Belki de içlerindeki ateşi söndürmek için kendilerini ateşe atmaktadırlar.” ‘Hubb-i Rasûl/Peygamber Sevgisi’ ashâb-ı kirâm efendilerimizin derinden hissettiği, Asr-ı Saâdeti unutulmaz kılan ve adeta ona rengini veren kutsal bir duygudu..
Gaybet: Duyguların kalbe gelen vârid (feyz, ilham) ile meşgul olması sebebiyle halkla ilgili hallere ait bilgilerin ve şuurun kalpten kaybolması hâlidir (manevî âlemle meşgul olan duyu organlarının maddî âleme ait duyarlılık ve şuuru kaybetmesi)...
Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de, Bakara sûresinin 45. ayetinde sabır ve namazla Allah’tan yardım istememiz emredilmekte, devamında namazın huşû içerisinde olanlardan başkasına ağır geleceği ifade edilerek: “Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz namaz, huşû içerisinde bulunanlardan baş..
Vefâ; sözünde durma, kendini seveni unutmama, ilgiyi kesmeme gibi anlamlara gelir. Tarih, başta peygamberler olmak üzere pek çok vefâkâr insana tanıklık etmiştir. Bunlar arasında Peygamberimizin (s.a.s) mümtaz bir yeri vardır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, kıyamete kadar gelecek olan bütün insan ve cinler iç..
Hamd Allah’adır. O’na hamd eder, O’ndan yardım, hidayet ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin kötülerinden de Cenâb-ı Allah’a sığınırız...
Muhammed b. Hâmid anlatıyor: “Can çekişirken Ahmed b. Hadraveyh’in başucunda oturuyordum. Yaşı doksan beşi bulmuştu. ..
Peygamberimiz aleyhisselam, Mekke’nin fethi günü amcası Ebu Talib’in kızı Ümmü Hani’nin evine gitti. Orada, Hz. Fâtıma’nın getirdiği örtü ile siperlenerek yıkandı.(1) ..
Tarih boyunca bütün insanlık ve medeniyetler için, vahşî dünyanın en yırtıcı canavarları ile teknolojinin en tahripkâr silahları bile, yerince ve yeterince eğitilmemiş bir toplumun cahil birey ve barbarları kadar yıkıcı ve tehlikeli olmamıştır. Dinî ve medenî terbiyesi verilmemiş, yerince ve yeteri..
Cenâb-ı Hak buyuruyor: ´Rabbine hamdederek O´nu tesbih et ve O´ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.´ (Nasr, 3) ..
Ebû Turâb künyesiyle ve Nahşebî nisbesiyle meşhur olmuştur. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 859 (H.245) senesinde Basra civârında vefât etti. Çölde vefat ettiği ve vücudu yırtıcı hayvanlar tarafından parçalandığı da söylenir...