Rabbin ile aranda, sen kendin varsın. Kendini aradan çıkar. İşte o zaman, O’nu görürsün! Nefsine muhalefet ederek, onunla savaşarak ve onun heves ve arzuları karşısında sağır kesilerek kendini aradan çıkar. Nefsinin zevklerini, hevaî arzularını ve budalalıklarını asla yerine getirme. İşte o zaman, m..
Senin aşkın, çorak toprağı bile gül bahçesi haline getirir. • Ey saki; kadehi Hakk aşığının şarabı ile doldur! Yanmış, kavrulmuş gönüllere Rabbanî şarap sun! • İlahî aşkla kendinden geçmiş kişilerin meclisinde ekmekten az bahset! Şunu iyi bil ki, ilahî aşk suyuna dalmış kişiler, sudan başka bir şe..
Bir zamanlar İsrail oğulları, büyük bir kıtlıkla karşılaşmıştı. Uzun zamandan beri bir tek damla bile yağmur düşmüyor, yapraklar sararıyor ve toprak susuzluktan yer yer çatlıyordu. Bunun üzerine bir gün Hz. Mûsa (a.s.) kendine inananları alıp yağmur duasına çıktı. Tam üç gün yağmur yağması için başt..
Sûfiler topluluğunun efendisi Cüneyd-i Bağdadî (k.s), kendisine sorulan bir soru üzerine ihlâsı kimden ve nasıl öğrendiği hususuna açıklık getirmiştir...
Sene 1630, Hicri takvimle 1040. Aylardan Muharrem'di. Aşure gecesi Kur'ân okudum, dualar ettim. Peygamber Efendimizi çok özlemiştim. Biraz dinlenmek için yuvarlak yastığıma yaslandım. Uyku ile uyanıklık arasında idim. Bir anda Yemiş İskelesi yakınındaki Ahî Çelebi Camii'nde buldum kendimi. Bu, helâ..
Allah Teala'nın havass kullarının orucu, şu altı organı muhafaza etmekle gerçekleşir: 1. Gözü kısarak bakışta derinleşmemek. 2. Kulağı bir haramı dinlemekten, günahtan korumak ve batıl ehlinin sohbetine katılmamak. 3. Dili, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahil olmaktan muhafaza etmek, söyl..
Ahiretin tarlası olan bu fani dünyada yaşayan insanoğlu, çok değil, yalnızca birazcık çevresine ve kendisine baksa; hayatında olup bitenleri bir müddet tefekkür etse ne kaybeder acaba? On sekiz bin âlemin yaratıcısı yüce Rabbimiz (c.c) kendisini bilip tanımamız için binlerce, hatta milyonlarca de..
Bâtıla dalmak, günahlar hakkında konuşmak demektir. Kadınların, içki meclislerinin, fâsıkların makamlarının, zenginlerin refahının, padişahların diktatörlüğünün, çirkin merasimlerinin ve çirkin durumlarının hikayesi gibi... Çünkü bunların tümü, kendisine dalmanın helâl olmadığı konulardır ve bunları..
Lügatte bir şeyin nefsi demek, o şeyin varlığı (ve kendisi) demektir. Sûfîler nefs sözünü kullandıkları zaman bu kelime ile ne bir şeyin varlığını (vücûd), ne de vaz’ olunmuş kalıbı (cismi) kastederler. Onların nefs kelimesinden muradı, kulun kötü (ve illetli) vasıfları ile yerilen (ve zemm edilen) ..
İnsanı eğitmek (terbiye etmek), başlı başına bir sanattır. Bu sanatın (terbiyenin) ana hedefi, büyük insanlık ailesini vahiy ikliminde derleyip toplayarak güzelim İslamiyet’le mutlu etmektir. Biz, Âdem’in çocuklarının badem kavgasında birbirlerini kırmalarını değil, ortak bir mutluluk noktasında bu..
İman, Cenâb-ı Allah’ın en büyük nimetlerindendir. Kişinin, dünya ve âhirette mutluluğudur. Bir şahıs, kelime-i tevhidi -ki o da bilindiği gibi Lâilâhe illallâh Muhammedur Rasûlullâh demektir- diliyle söyler, kalbiyle tasdik ederse müslüman olur. İslâm hudutları içerisine girer. Kendisine müslüman mu..
Hazreti Ali (kerremallahü vechehû) hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşam da devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evinin yolunu tutmuştu. Devenin yuları yardımcısı Kamber'in elinde kendisi de önde gidiyordu. Medine'nin içine girdiklerinde yolun kenarından bir ses geldi. Yoksulun bir..
Hocamız sohbetinde özelde yolumuz mensuplarına genelde tüm müslümanlara dervişliği anlatıyor. Kendi hatası dururken başkalarının hatalarıyla uğraşmanın yanlışlığına vurgu yapıyor...
Hz. Ali der ki: “Resûlullah (a.s) Mekke’den hicret edip çıkacağı ve bana o gece kendisinin döşeğinde yatmamı emrettiği sırada ben ve Peygamber (a.s), Kabe’ye vardık...
“Mü’min kendisiyle iyi geçinilen kişidir. İyi geçinmeyen ve geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 400) Ülfet; samimi olmak, insanlarla ünsiyet etmek, iyi geçinmek, onlarla anlaşmak demektir. Asr-ı saâdette vuku bulan şu hadise ülfet kavramıyla birebir örtüşür mahiye..
Efendi! Büyük bir sorumluluk omuzlarınıza yüklenmiş oluyor. Bunu evvelki mektubumda ayân beyân anlattım. “Tâc, hakikat tacıdır. Sanma gayrı tâc ola. Taklîd ile tok olan, hakikatte aç ola”… İhsan Efendi oğlum, kişi güneşe yeryüzünden baktığı vakit onu uzaktan gördüğü için kendi âlemine nispetle küçü..