Ebû Seleme (r.a.), Bedir ve Uhud savaşlarında bulunmuş, Uhud'da vurulup yaralanmış, daha sonra da bu yara sebebiyle şehid olmuştur...
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ilk vahiy, miladi 610 yılı, Ramazan ayı, Kadir gecesinde inzal olunmuştur. ..
Allah Rasûlü (s.a.s), içtimaî hayatta, beşerî münasebetlere son derece önem verirdi...
Allah Rasûlü (s.a.s) Efendimizin, gündelik hayata dair uygulamalarına “zevâid sünnetler” adı verilir...
Allah Rasûlü (s.a.s) Efendimizin, gündelik hayata dair uygulamalarına “zevâid sünnetler” adı verilir...
Allah Rasûlü (s.a.s) Efendimizin, gündelik hayata dair uygulamalarına ``zevâid sünnetler´´ adı verilir...
Şecaat; savaş ve şiddet sıralarında cesaret ve yüreklilik göstermek demektir. Necdet de, korku ve dehşet yerlerinde, olağanüstü durumlar karşısında sabır ve sebat göstermek, korkuya düşüp uygunsuz iş yapmamak, demektir. Şecaat ve necdet hasletlerinin her ikisi de, Peygamberimiz aleyhis..
İbrâhim b. Edhem, Belh ülkesinin saltanat ve debdebeye düşkün olan hükümdarıydı. Onu bu düşkünlükten kurtarıp âhiretini de ihyâ edebilmesi için devrin ârif ve sûfîlerinden zaman zaman kendisine ibretli ikazlar yapılıyordu...
"Şüphesiz Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O'na salât edin ve içtenlikle selâm edin." (Ahzâb, 56)..
İki müslümanın karşılaştıklarında selamlaşmaları, önemli sünnetlerdendir...
Yahudi iken Müslüman olan Abdullah b. Selam der ki:..
Selam vermenin fazileti malumdur. Ancak selamlaşmanın da sevap yönünden faziletli olanları mevcuttur...
Yeryüzünde ilk cenaze namazı, Âdem aleyhisselam için kılınmıştır...
Selam vermek nafile bir ibadet olmakla beraber, verilen selamın alınması gerekmektedir. (Buhâri, Edebü’l-Müfred, s.268.)..
İbn İshak’ın, Ebû Seleme b. Abdurrahman’dan nakline göre; Peygamberimiz aleyhisselam, ilk Cuma namazını kıldırdığı gün, ayakta dikilerek ardı ardına îrâd ettiği hutbelerinde, Allah’a lâyık olduğu veçhile hamd ve sena¬da bulunduktan sonra, şöyle buyurdu:..
İmâm-ı Azam Ebû Hanife (r.a)'ye bir grup inkarcı gelmişti. Bunlar, Allahu Teâlâ'nın varlığını ve âlemlerin yaratıcısı olduğunu inkar ediyorlardı...