Lihyân oğulları, İslâmiyet’i kendilerine öğretmeleri için Hz. Peygamber'den muallim istemişlerdi. ..
Rasûlullâh (s.a.s), büyük olsun küçük olsun karşılaştığı Müslümanlara selam verirdi...
`Ey sevgilicik! Ağlama!(4) Sus!(5) Ben, senin baban olursam, Âişe de annen olursa, razı olmaz mısın?’..
Kur’an-ı Kerim’de iman ehlinin özelliklerinden biri anlatılırken, “Onlar, Allah’ı ayakta iken, oturarak ve yanlarına yaslanmış olarak zikreden kimselerdir” (Al-i İmrân, 191) ve “Ticaret ve alışveriş onları Allah’ı anmaktan alıkoymaz” (Nûr 24/37) buyrulmaktadır. ..
Müslümanlar arasında ne gaibden haber veren kâhinler, ne de geleceği okuyan falcılar vardı. ..
Ben dördüncü kat gökte bulunan bir meleğim. Sen ilk dua ettiğin zaman göğün kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittim...
Rasûlullâh (s.a.s), şaka ve lâtife yapmayı sever, kendisi ile şakalaşılmasından da hoşlanırdı...
Allah Rasûlü (s.a.s.), bazen ev halkı iyice uykuya varınca sessizce yatağından kalkar, Allah’a dua ve niyazla meşgul olmaya başlardı...
Halk arasında; köpeğin uluması, baykuşun ötmesi gibi birtakım hâdiseler uğursuzluk alâmeti olarak addedilmiştir...
Nazar değmesine, Kurân-ı Kerim’de: “O inkar edenler, zikri (Kurân’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi...” (Kalem, 51) âyetinde işaret edilmektedir...
Hıristiyan âleminin Hz. İsa’yı ilahlaştırması, O’nu ilah veya ilahın bir unsuru olarak kabul etmeleri, Şiilerin Hz. Ali ve O’nun soyundan gelenlere aşırı derecedeki bağlılıkları.....
Yüce Rabbimiz, Kurân-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah ve Rasûlü’nün önüne geçmeyiniz, Allah’tan korkunuz. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve görendir.” ..
Allah Teâlâ, müminlere hitapla: “Ey iman edenler! Seslerinizi, Nebi’nin sesi üzerine çıkartmayınız...”..
Rasûlullâh (s.a.s) Efendimizin adı veya lakabı ile çağrılması, Cenâb-ı Hakk (c.c.) tarafından yasaklanmıştır...