Alemlerin Rabbi Allah`a (c.c) sonsuz hamd, Rasulullah (s.a.s) Efendimize, âl ve ashabına salat ve selam ederiz.
Evveli rahmet, ortası bereket, sonu da günahlardan kurtuluş olan Ramazan ayını karşılamanın neşe ve huzuruyla doluyuz.. Bu mübarek ay on bir ayın sultanı olmakla ve içinde bin aydan hayırlı Kadir gecesini bulundurmakla müminler için kıymeti idrak edilemez büyüklükte bir nimettir. Bizler bu nimetin şükrünü edadan aciziz. Dua ve niyazlarımızla Yüce Rabbimizden bu bereketli zaman dilimini hakkıyla idrak etmeyi nasip etmesini dileyelim. Bu ay müminler için nefse gem vurma ayıdır. Bunun en başta gelen usulü oruçtur.
Ayeti-i Kerimede mealen: ``Sizden önceki ümmetlere farz olduğu gibi size de oruç farzoldu. Tâ ki bu yoldan mâsiyet işlere karşı kendinizi koruyasınız.`` (El- Bakara 183) buyurulmuştur.
Hadisi Şerifte de Rasul-i Zişan Efendimiz (s.a.s.) ``Kim inanarak ve sevabını Allah dan umarak ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır`` (Buhari) buyurmuştur. Diğer bir hadisi şerifte ise, cennette ``Reyhan`` denilen kapıdan sadece oruçluların gireceği belirtilmektedir.(Buhari) Ebu Hureyre(r.a) den rivayet edildiğine göre Rasulullah efendimiz şöyle buyurdu: ``Aziz ve Celil olan Allah `İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir, oruç benimiçindir, mükafatını da ben vereceğim`` buyurmuştur. ``Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver yada çatarsa,`ben ouçluyum` desin. ``Muhammed`in canı kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki,oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.`` Oruçlunun rahatlıyacağı iki sevinç günü vardır. Birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.`` (Buhari, Savm 9 ; Müslim, Sıyam 163)buyurarak ümmetini ikaz etmiştir.
Sahurun sevabı ayrı, iftarın sevabı ayrı, iftar ettirmenin sevabı yine ayrı... Bu mübarek ayda yapılanlar kat ve kat mükafatlandırılmaktadır. Allah`a(c.c) kul, Habibine (s.a.s) ümmet olma yolunda aşk ile kanatlanan gönüller, bu mübarek ayda sağnak sağnak yağan ilahi rahmetten azami ölçüde nasiplenmek için gündüzlerini sâim (oruçlu), gecelerini kâim (namazla) geçirerek ibadet ve taatlarını bir kat daha artırmaya çalışmaktadırlar. Bir Hadis-i Şerifte insanların Ramazan ayındaki fazilet ve bereketi bilmeleri durumunda, tüm senenin Ramazan olmasını temenni edecekleri bildirilmiştir.
Ramazan ayı diğer aylardan farklı, bu aydaki ibadetlerde sâir zamanlardaki ibadetlerden farklıdır. Çünkü bu mubarek ayda, fazileti bu aya mahsus olan oruç bulunmaktadır.Yine bu ayda hususi olarak teravih ve sadaka-ı fıtr bulunuyor. Zikirlerle, dua ve niyazlarla her günü bir bayram, sonu ise iyd-i Kebir ( büyük bayram ) olan bu ayda ameller bakıma alınmalı, amellerdeki noksanlarımız ve hatalarımız giderilmeli, gevşekliğe son verilmelidir. Bilelim ki Kuran-ı Kerim, Ramazan ayında indirilmiştir. Yani bir diğer ifadeyle dinimiz bize bu ayda bildirilmiştir. İşte dinimizin hükümlerinin bize bildirildiği bu ayda dinimize olan bağlılığımızı da gözden geçirmeliyiz.
Bu mubarek ayda çok önemli bir hususta gariplerin, dul ve yetimlerin, fukaranın, kısaca ihtiyaç sahiplerinin aranıp bulunması ve gözetilmesidir. Mahzun gönülleri sevindirmek Hazreti Allah'ı hoşnut ve razı eder. Kendisinde ilahi kelamın indirildiği ay olma şerefini taşıyan Ramazan ayında çokça Kuran okumalı, tevhid, tesbih,tahmid, tekbir ve salât-ı selamlarla gönül minarelerimizi bu manevi kandillerle aydınlatmalıyız. Amellerimizi muhasebe ve nefsimizle mücahede ile geçirilen günlerin sonunda hem dünya ve hem de ahirette bayram müminlerindir.
Tüm İslam Âleminin Ramazan-ı Şerifini tebrik eder, cümlemizin bu mubarek aya hürmet gösteren ve lâyıkıyla değerlendiren kullardan olmamızı Yüce Rabbimizden niyaz ederiz.