Hz. Ali (ra) bir gün mescide geldi. Mescidin kapısında bir adam duruyordu. Hz. Ali, bu adamdan, kendisi mescitten çıkana kadar atını beklemesini istedi.
Hz. Ali mescide girdikten sonra, adam hayvanın yularını alıp kaçtı. Hayvanı orada başıboş bırakıverdi. Hz. Ali mescitten çıkarkan elinde beş dirhem para vardı. Adamı yaptığı yardımdan dolayı bu beş dirhemi adama vermek istiyordu. Fakat birde ne görsün; hayvancağız tek başına, hem de yuları çalınmış olarak başıboş bir şekilde geziniyordu. Hz. Ali evine döndü. Daha sonra, yanında çalışan çocuğu yeni bir yular alması için çarşıya gönderdi. Çoçuk beş dirheme bir yular aldı. Hz. Ali yuları görünce şaşırdı. Bu yular, çalnan yulardı. Hırsız bu yuları çocuğa beş dirheme satmıştı. Bu durum karşısında Hz. Ali şöyle dedi: “İnsanın rızkı kendinin elinde değildir. Rızık neyse odur; ne artar ne eksilir. Buna karşın rızkı helal ya da haram etmek kişinin elindedir. Biraz bekleseydi helalinden beş dirhem alacaktı. Ancak bu şekilde beş dirhem haram oldu."