Peygamberimiz (a.s), dinimizin en önemli ibadeti olan namazı konu edindiği bir hadis-i şeriflerinde:
“Kim namazları vaktinde kılar ve onun abdestlerini tam ve güzelce alır, kıyamını, huşûunu, rükûunu ve secdelerini tam yaparsa, o namazlar ışık saçarak bembeyaz bir şekilde yükselirken:
‘Sen beni koruduğun gibi, Allah da seni korusun!’ diye dua eder.
Kim de namazı vaktinin dışında kılar, onun abdestini tam ve güzelce almaz, huşûunu, rükûunu ve secdelerini tam yapmazsa, onlar da simsiyah bir şekilde yükselirken:
‘Sen nasıl özenmeyip beni yitirdinse, Allah da seni (senin amelini) yitirsin!’ diyerek ilenir. Allah’ın dilediği yere varınca, paçavra gibi dürülüp, o kimsenin üzerine atılır!” buyurmuşlardır.(1)
Peygamberimiz (a.s), başka bir hadis-i şeriflerinde de:
“Beş vakit namazı Allah farz kıldı.
Her kim bu namazların abdestini tam alır, onları vaktinde kılar, rükû ve huşûlarını eksiksiz yaparsa, Allah’ın, onu bağışlayacağı hakkında vaadi vardır.
Herkim de bunu yapmazsa, Allah’ın ona bir vaadi yoktur. İsterse onu bağışlar, isterse azaba uğratır!”(2) buyurmuşlardır.
(1) Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, I, 258; Heysemî, Mecmua’z-Zevâid, II, 122; Alâüddin Ali, Kenzu’l-Ummâl, VII, 316.
(2) Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 317; Ebu Davud, Sünen, I, 115; Nesaî, Sünen, I, 230; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, III, 366.