Muridan
Dua İbadetin Özüdür

Dua İbadetin Özüdür

“Kullarım sana beni sorduklarında, (bilsinler ki) ben onlara çok yakınım. Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim.” (Bakara sûresi, 186)

 
Nu’mân İbni Beşîr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
 
“Dua ibadettir.” (Ebû Dâvûd, Vitir 23; Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân 3, 41, Daavât 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Duâ 1)
 
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
 
İbadet, kendisine kulluk edilecek yegâne varlık olan Allah’a en üstün saygı ve en büyük tevâzu ile  yüzünü, geri kalan her şeye ise ardını dönmektir. Resûl-i Ekrem Efendimiz “Dua ibadettir” veya “Dua ibadetin özüdür” (Tirmizî, Daavât 1) buyurmak suretiyle, Allah’a kulluğu en iyi şekilde ifade eden hal ve tavrın dua olduğunu söylemektedir. Mademki ibadet kulun Allah’ın huzurundaki hiçliğini, yoksulluğunu, sadece ve sadece O’na muhtaç olduğunu dile getirmesidir, bunu en iyi anlatan hal de duadır.
 
Hadîs-i şerîfin bazı rivayetlerine göre Peygamber aleyhisselâm “Dua ibadettir” buyurduktan sonra, sanki bu sözüne delil getirmek istiyormuş gibi “Rabbiniz, bana dua edin ki duanızı kabul edeyim, buyurdu” demiştir. Duayı emreden bu âyetin hemen arkasından “Bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler aşağılanmış olarak Cehennem’e gireceklerdir” buyurulduğuna göre (Mü’min sûresi, 60), Allah Teâlâ’nın da ibadetin önemli bir kısmını duanın oluşturduğunu belirttiği anlaşılmaktadır.
 
Dua ibadettir” hadisine benzeyen başka hadisler de vardır. Meselâ “Hac arefedir” hadîs-i şerîfi bunlardan biridir. Herkes bilir ki, hac ibadeti arefe günü Arafat’ta vakfeden ibaret değildir. Haccın pek önemli bir diğer farzı da tavaftır. Ama arefe günü belli bir süre Arafat’ta durmayan kimse hacı olamaz. İşte arefe günü vakfe haccın en önemli esası olduğu gibi, dua da ibadetin en önemli esasıdır. Dua etmeyen, duanın önemine inanmayan kimsenin ibadeti eksiktir. “Dua ibadetin özüdür (iliğidir)” hadisini de böyle anlamak gerekir. İliksiz kimsenin ayakta duramadığı gibi, duasız ibadetin de fazla değeri bulunmadığı anlatılmış olmaktadır.
 
Hadisten Öğrendiklerimiz
 
1. Dua etmek de bir ibadettir.
 
2. İnsan bu önemli ibadeti fırsat buldukça yapmalıdır.
 
 

Peygamberimiz Özlü Duaları Severdi

 
Hz. Âişe şöyle dedi:
 
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem özlü duaları sever, özlü olmayan duayı yapmazdı. (Ebû Dâvûd, Vitir 23)
 
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
 
Peygamber Efendimiz az sözle çok mâna ifade etme yani veciz konuşma özelliğine sahipti. Cevâmi‘ul-kelim denen bu özelliğin kendisine Cenâb-ı Hak tarafından  verildiğini söylerdi. (Buhârî, Cihâd 122; Müslim, Mesâcid 5-8) İşte bu sebeple onun duaları da özlüydü. İnsan halini ve ihtiyacını Allah’a arzederken kısa ve özlü sözleri seçmelidir. Dua ederken Rabbinin huzurunda olduğunu düşünmeli, ağzından çıkana dikkat etmeli, herhangi bir kimsenin yanında dereden tepeden konuşur gibi sayıklamamalıdır. Dua, dileklerin Cenâb-ı Hakk’a arzedilmesi olduğuna göre, O’ndan dünya ve âhiret için faydalı şeyler istemelidir.
 
Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin. Çünkü O haddi aşanları sevmez” (A‘râf sûresi, 55) âyet-i kerîmesini görmezden ve bilmezden gelerek bağıra çağıra ve âdeta emredercesine dua eden, bir söylediğini değişik ifadelerle tekrarlayıp duran duâhanların hali gerçekten hüzün vericidir. Kendine dua etmemizi emreden, dua edersek bizi geri çevirmeyeceğini vaad buyuran Cenâb-ı Mevlâ nasıl dua etmemiz gerektiğini özellikle tarif etmiş, Peygamber aleyhisselâm da bunun sayısız örneklerini ortaya koymuştur. Kula yakışan; Rabbinin huzurunda olduğunu unutmamak, yalvaran bir edâ, gayet ölçülü bir ses ve özlü ifadelerle dua etmektir.
 
Hadisten Öğrendiklerimiz
 
1. Dualar özlü sözlerle yapılmalıdır.
 
2. Duaların en güzeli Peygamber Efendimiz’in dualarıdır.
 
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

Top