Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, bir gün bir toplulukta ihvanlara hitaben "Sabaha kadar tespih çeken, Akşama kadar oruç tutan, namaz kılan, ama şeyhinin ve tarikatın hakkında Acaba şeyhim gerçekten şeyh midir? Değil midir? Diye tereddüde düşen veya şeyhinin aile efradının yaşantısı ve şeyhinde kendi düşünce ve görüşüne göre ayıp, kusur arama gibi işlere kalkışan müridin manevi sigortası atmış olur. Zahiren evinizin sigortası atınca her ne kadar bağlı bulunduğunuz hatta elektrik olsa da, sizin evinizin elektriğinin yanmadığı gibi bu müridin manen sigortası attığı için şeyhinden gerekli feyzi alamaz ve bu yolda pek ilerleyemez. Evet, çektiği tespihten, tuttuğu oruçtan, kıldığı namazdan bir sevap alır. Ama tarikat adabına ve usulüne ve edebine riayetsizlikten dolayı şeyhine karşı olan içindeki bozukluktan, kendinin o bozukluğu, kendine mani ve perde olduğundan şeyhi vasıtasıyla gelecek feyizden ve nurdan nasibini tam alamaz, feyzini tam alamayınca da akranlarından geri kalır, terakki edip yükselemez, ilerleyemezsiniz" buyurmuşlardı.
Tarikat yolu yokluk yoludur. Varlık, benlik yapmak bu yolda şiddetle yasak. İnsanın, kendini beğenmesi büyük kabahat, çünkü insanın kendi nefsi "adivullahdır" yani nefis Allah Celle Celaluhü hazretlerinin düşmanıdır. Sen Allah Celle Celaluhü hazretlerine dostluk ilan edip bu iddiada bulunacaksın, sonra da onun düşmanı olan nefsini sevip beğeneceksin, bu olur şey değildir.