Yüce Rabbimiz, Kurân-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah ve Rasûlü’nün önüne geçmeyiniz, Allah’tan korkunuz. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve görendir.”
Yüce Rabbimiz, Kurân-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Allah ve Rasûlü’nün önüne geçmeyiniz, Allah’tan korkunuz. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve görendir.”(1)
Nakledildiğine göre Temim oğullarından bir grup Hz. Peygamber’e gelerek, kendileri için aralarında birini emir tayin etmesini isterler. Bu istek üzerine Rasûlullâh (s.a.v.) henüz söze başlamadan, Hz. Ebû Bekir (r.a):
- Sizin lideriniz Kaa’ b. Mabed olsun, der.
Hz. Ömer (r.a) de, onun değil Akra b. Habis’in emir olmasının daha uygun olacağını söyler. Bu teklif üzerine Hz. Ebû Bekir:
- Sen, neden ikinci bir ismi teklif ettin? deyince, Hz. Ömer:
- Hayır, ben senin zıddına konuşmak istemedim, der.
Böylece Rasûlullâh (s.a.v.)’ın huzurunda seslerini yükseltmiş olurlar.(2) Bu olay üzerine Hz. Allah (c.c.), yukarıdaki ayetleri göndererek, bu davranışlarından dolayı sahabenin ileri gelen bu iki müstesnâ şahsiyetini ikaz eder.
Uyarılanlara dikkat edelim!
Cenâb-ı Hakk’ın (c.c), haklarında övgü dolu ayetler indirdiği ve Allah Rasûlü (s.a.s)’nün en çok sevdiği arkadaşlarından olan Hz. Ebû Bekr ve Hz. Ömer…
Hal böyle olunca; Rasûl-i Ekrem (a.s) aramızda olmadığına göre, O’nun getirdiği Kitab’a, mübarek hadislerine ve sîretine uygun söz ve davranışlarda bulunmak icap eder.
Kitab ve Sünnet'e aykırı konuşan, "bana göre" diye söze başlayan, hele hele Sünnet'i hafife alanlara ne demeli? Rabbimiz, cümlemizi razı olduğu müslümanlardan kılsın...