Muridan
Nasipsiz Bir Bedevînin Küstahlığı

Nasipsiz Bir Bedevînin Küstahlığı

Ebu Musa el-Eş’ârî’nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselamın Taif seferinden dönüşünde, Mekke ile Medine arasında, Ci’râne mevkiine gelip indiği ve yanında Bilal-i Habeşî’nin bulunduğu sırada gelen bir bedevî Arap, Peygamberimiz aleyhisselama:

“(Ganimet malını bölüştüreceğin hakkında) bana verdiğin sözü daha yerine getirmeyecek misin?” dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

“Ganimet malını yakında bölüştüreceğimi, biraz sabredersen sevap kazanacağını sana müjdeler­im!” buyurdu.

Bedevî Arap:

“Sen bana müjdeleri vere vere çoğalttın!” dedi.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselam, Ebu Musa ile Bilal-i Habeşî’ye dönerek:

“Bu bedevî, verdiğim müjdeyi reddetti. Siz kabul ediniz!” buyurdu.

Ebu Musa ile Bilal-i Habeşî:

“Biz kabul ettik!” dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam, içi su dolu bir kap istedi.

Bu kap içinde ellerini ve yüzünü yıkadı. Ağzına aldığı suyu da buna ekledikten sonra, Ebu Musa ile Bilal-i Habeşî’ye:

“Bu sudan içiniz! Yüzünüze ve göğsünüze de sürünüz! (Kazanacağınız sevapla) sizi müjdelerim!” buyurdu.

Ebu Musa ile Bilal-i Habeşî kabı aldılar ve Peygamberimiz aleyhisselamın buyruğunu yerine getirdiler.

Peygamberimiz aleyhisselamın zevcesi Hz. Ümmü Seleme, perde arkasından, Ebu Musa ile Bilal-i Habeşî’ye:

“Oğullarım! O sudan bu ananıza da ikram edin!” diyerek seslendi.

Onlar da, ona o sudan bir miktar ikram ettiler.(1)

 

 

 (1) Buhârî, Sahih, V, 103, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IV, 360.

Top