Bedir esirleri arasında yer alan Süheyl b. Amr, Kureyşlilerin hatibi idi. Kendisinin üst dudağı da yarıktı. Hz. Ömer: “Yâ Rasûlallah! Şu Süheyl b. Amr, Kureyşlilerin hatibidir. Bırak beni, onun iki ön dişlerini çekeyim de, dili dışarı sarksın! Artık hiçbir zaman hiçbir yerde senin aleyhinde hutbe irad edemesin” dedi. Peygamberimiz Aleyhisselam: “Bırak onu! Ben, onun uzuvlarına, böyle birşey yaparak bir zarar vermem. Eğer bunu yaparsam, peygamber olmama rağmen, Allah da bunu bana yapar.
Belki o senin yermeyeceğin, öveceğin bir makamda da bulunur, sen onu översin!
Belki bir gün o seni sevindirir de!” buyurdu.
Süheyl b. Amr, Peygamberimiz Aleyhisselamın haber verdiği o övülmeye lâyık konuşmasını da, zamanı gelince yapmıştır.
Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatı üzerine bazı Arap kabileleri temsilcilerinin Medine’ye gelerek zekât vermeyeceklerini açıkladıkları ve bunda direndikleri;
Yer yer irtidad hareketlerinin görüldüğü, Mekke’nin çalkalandığı, Mekkelilerden bazılarının ağızlarının suyunun akmaya başladığı, Mekke halkının da az kalsın irtidad ediverecekleri;
Mekke’nin genç valisi Attâb b. Esîd’in de korkup gizlendiği bir sırada idi ki, Süheyl b. Amr halka bir hutbe irad etti.
Kabe’nin yanında kalkıp irad ettiği hutbesinde:
“Muhammed Aleyhisselam kimin ilahı idiyse, Muhammed (Aleyhisselam) ölmüş bulunmaktadır.
Allah ise, Diridir ve hiç ölmez!
Ey Kureyş cemaatı! Sizler, Müslüman olanların en sonuncusu olmuş bulunduğunuz halde, irtidad edenlerin en öncüsü olmuş olmayınız!
Vallahi, ben iyi biliyorum ki; bu din, güneşle ayın doğuşu ve batışı devam ettikçe, devam edecektir!
Şu kendinizden olan kişi, sakın sizi aldatmasın!
Muhakkak ki, benim bu iş hakkındaki bildiklerimi o da biliyor.
Fakat, kendisinin Hâşim oğullarına olan kıskançlığı göğsünü, kalbini kaplamıştır!
Ey insanlar! Ben Kureyşlilerin mal bakımından en varlıklı olanıyım.
Siz emîrinizi büyük tanıyınız! Ona zekâtlarınızı ödeyiniz!
Eğer İslâmiyet işi sonuna kadar devam etmezse, ben sizin ödemiş olduğunuz zekâtlarınızı size geri vermeyi tekeffül ediyorum!” dedi ve ağladı.
Süheyl b. Amr hutbesini bitirdiği zaman halk yatıştı. Vali Attâb b. Esîd de ortaya çıktı.
Kureyşlilerin İslâmiyette sebatları, Süheyl b. Amr’ın bu konuşmasıyla sağlanmış oldu.
Allah ondan razı olsun!
Hz. Ömer, Süheyl b. Amr’ın bu konuşmasını işittiği zaman, Peygamberimiz Aleyhisselamın vaktiyle onun hakkındaki ihbarını hatırlamış ve:
“Senin Resûlullah olduğuna bir kez daha şehadet ederim!” demekten kendini alamamıştır.
M. Âsım Köksal, İslâm Tarihi, Medine Dönemi