Muridan
Oruç Tutan Bebek

Oruç Tutan Bebek

(Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (oruç) tutar. (İhtiyarlığından veya tedâvisi mümkün olmayan bir hastalıktan dolayı) oruç tutmaya gücü yetmeyenlere, (her güne karşılık) bir yoksulu (sabah-akşam) doyuracak bir fidye vermesi (gerekli)dir. Kim de gönülden gelerek (daha fazla) bir ihsanda bulunursa, bu, onun için daha hayırlıdır. Bununla beraber (zor da olsa), (işin önemini) bilirseniz, oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır. Bakara - 184

- Ey îman edenler! Sizden önceki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç tutmak yazıldı (farz kılındı). Olur ki bu sâyede takvâya erersiniz.
Bakara - 183

- (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, Kur'ân; insanlara hidâyet (doğru yol) rehberi, doğru yolun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak onda(ki Kadir gecesinde) indirildi. Sizden kim (mâzereti olmaksızın) bu ay(ın ilk hilâlin)e erişirse/görürse hemen orucunu tutsun, kim de hasta veya seferde (olup da yer) ise, tutmadığı günler sayısınca (câiz olan) başka günlerde (orucunu kazâ etsin). Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Bu da, o sayıyı (kazâ ile) tamamlamanız ve size yol göstermesine karşılık Allah'ın yüceliğini tanımanız içindir. Olur ki (düşünür de) şükredersiniz.
Bakara - 185

- Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.
(Müslim, Sıyam 2, (1079))

- Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!" desin (ve ona bulaşmasın)
(Müslim, Sıyam 164, (1161))

- Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.
(Tirmizi, Cihad 3, (1624))

- Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." (Tirmizi"nin rivayetinde şu ziyade var: "Oraya kim girerse ebediyyen susamaz.)
(Tirmizi, Savm 5)

- Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.
(Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746))

- Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir.
(Müslim, Sıyam 171, (1155); Tirmizi, Savm 26, (721))


 Allah'ın izniyle yine bir Ramazan-ı Şerife kavuştuk... Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Allah cümlemize bu ayın feyz ve bereketinden istifade etmeyi nasip buyursun. Gavs-ul Azam (k.s.) hürmetine bizi afvu mağfiret buyursun.

 Gavsu'l-Azam'ın (k.s.) İlk Ramazanı:


 Abdulkadir Geylani Hazretleri, henüz iki-üç aylıkken görülen kerametlerini annesi söyle anlatır:

 "Oğlum henüz birkaç aylıktı. Mübarek Ramazan ayı geldi. Birinci gün şafak söktükten güneş batıncaya kadar bütün gün hiç süt emmedi. İkinci gün de ayni durum tekrar edince anladım ki Abdulkadir oruç tutuyor.

 İkinci sene Şaban ayının sonuna doğru hava fazla bulutlu olduğu için halk Ay'ı göremedi. Ramazanın başlama tarihini tespit edemediler. Abdulkadir'in bu meziyetini bilenler hemen annesinin yanına gidip onun süt emip emmediğini sordular. Gerçekten o gün Abdulkadir şafaktan beri süt emmemişti. Daha sonra o günün ramazanın birinci günü olduğu anlaşıldı.

 Abbulkadir Geylani Hazretlerinin Oruç Hakkındaki Bir Sohbetleri:

 Şeriatın orucu; gündüz olunca, yemekten, içmekten beri durmak ve meşru münasebeti terktir. Tarikatın orucu, gece gündüz, bütün duyguları cümle haramdan korumaktır. Kötü, akla uymayan şeyleri zahirde olduğu gibi batında da terktir. Anlattığımız hareketlerin biri yapıldığı takdirde oruç batıl olur. Şeriat orucu muvakkattir. Fakat, tarikat orucu ebedidir; ömür boyunca devam eder. Asıl oruç budur. Çünkü Peygamber S.A. efendimiz bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur :

 «Birçok oruç tutanlar vardır ki, tuttuğu orucun, yalnız açlığı ve susuzluğu yanına kalır.»

 Dolayısı ile birçok oruçlular, iftar eder ve birçok iftar edenler, de oruçlu durur.. Yani, duygularını kötülüğe kaymaktan korur. İnsanlara eliyle, diliyle eza etmez..

 Allah-ü Teâla'nın: « Oruç benim içindir, mükâfatını ben veririm.» diye tarif ettiği oruç budur. Bu yüce orucu tutanlar için Peygamber S.A. efendimiz de şöyle buyurur:

 «Oruçlunun iki sevinci vardır; biri iftar anında; öbürü de görüş anında...»

 Allah (c.c.) fazlı, keremi ile, bize bu orucu ve bu sevinci ihsan eylesin... Amin!.. Şeriat ehli bu Hadis-i Şerifi tefsir ederken der ki: - İftar'dan maksat, gün battığı zaman, yemeğe başlanmasıdır. Görüşten murad ise, bayram hilâlinin görünmesidir.

 Tarikat ehli der ki : - İftardan murad, cennetteki nimetleri yemek için oraya girmektir. Allah, cümlemize nasib eylesin. Görüşten murad ise, sır gözü ile açıktan Allah-ü Teâla'ya nazardır. Allah, bu görüşü bize ve size fazlı ve keremi ile ihsan eylesin... Bu oruçlardan başka bir de hakikat orucu vardır; o da kalbi, Allah'ın zatından gayrına tapmaktan almaktır. Sır âleminde onun sevgisinden gayrını müşahede etmemektir. Çünkü insan, onun için yaratılmıştır. Bunu, o bize haber verir:

 «İnsan benim sırrım, ben de onun sırrıyım.»

 Sır Allah-ü Teâla'dan bir nurdur; ondan gayrına meyli sevmez. Onun için Allah'tan başka sevgili, rağbet edilecek kimse ve matlup bu âlemde olamaz; âhirette de olamaz. Kalbe; Allah sevgisinden başkası girince, hakikat orucu bozulur. Onu yeniden kaza etmek gerekir. Tekrar onun sevgisine dünya ve âhirette ermeyi ve kavuşmayı arzulamaya dönmek icâb eder. Çünkü, Allah-ü Teâla buyurdu:

 «Oruç benim içindir, ecrini ben veririm.»

 Kaynak: Sırrül Esrar, Gavsü'l-Azam Abdülkadir Geylani Hz.

Top