Ankaralı Gül Baba hakkında bütün Ankaralılarca bilinen tek hikâyeye “Ankara Evliyaları” isimli eserde yer verilmiştir: “Gül Baba’nın varlığı 24 yıl evveline kadar bilinmiyordu. 1961 yılında yol açma çalışmalarının sürdürüldüğü bir sırada, yol açma aracı greyder bıcaklarının belli bir noktada kalması, bütün zorlamalara rağmen bir santim dahi ilerlememesi karşısında hayrete düşen yetkililer durumu üst makamlara intikal ettirirler.
Zamanın Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Tuğgeneral İrfan Baştuğ bizzat yol çalışmalarının yapılamayan bölümüne gelir. Greyder operatörü ve diğer teknik elemanların kanaatlerince “burada bir ulu kişi var yoksa bu makina gücü durmaması lazımdır” sözlerine sinirlenen İrfan Baştuğ greyderi kullanan operatörün yanına çıkarak hareket emrini verir. Verir vermesine de yine o dev gibi alet bir santim dahi ilerliyemediği gibi o kalın bıcakları iki büklüm olur. Bu durum karşısında çalışmaya bir kaç gün ara verilir. Daha sonra o kısım ortada bırakılarak iki yakası yol olarak açılır. Greyder bıcağının dahi ilerleyemediği o kısım işçiler tarafından açıldığında insan kemikleri ile karşılaşılır ve Gül Baba lahyası da mezarın içinde bulunur . Gül Baba lahyasından esinlenerek düzenlemeyle birlikte etrafı cevrilir ve açık türbe haline getirilir. İşte o gün bugündür Gül Baba Hacı Bayram – ı Velî civarına işi düşenlerin, ziyaret için gelenlerin ziyaretgâhı haline gelir. Gül Baba’nın bulunduğu yeri yol olarak açma emrini veren İrfan Baştuğ’un İstanbul’dan Ankara’ya dönerken trafik kazasında ölmesi Gül Baba’ya karşı tutumundan kaynaklandığını ileri sürenler de olmuştur."