Âlimlerden bir zât, yine bir gün Bâyezid hazretlerini görünce çok sevmiş, zekâ ve anlayışını ölçmek için: 'Güzel çocuk, namaz kılmasını biliyor musun?' diye sormuştu. Bâyezid-i Bestâmî(k.s.) de:
'Evet Allah dilerse, becerebiliyorum' cevabını vermişti. O âlim zât:
'Nasıl?' diye sordu. Bâyezid hazretleri de:
'Rabbimin emrini yerine getirmek üzere tekbir alıyor, Kur'ân-ı Kerîm'i tane tane okuyor, ta'zim ile rükûya gidiyor, tevâzu ile secdeye ediyor, vedâlaşarak selâm veriyorum' dedi. O zat bu târife hayran kalarak:
'Ey sevimli ve zekî çocuk! Sende bu fazîlet ve derin anlayış varken, insanların gelip başını okşamasına niçin izin veriyorsun?' diye sordu.
Bâyezid hazretleri, bu soruya da yaşından umulmayacak hâkimâne bir cevap verdi. Buyurdu ki:
'Onlar beni değil, Allah Teâlâ'nın beni süslediği o güzelliği meshediyor, okşuyorlar. Bana ait olmayan bir şeye dokunmalarına nasıl mâni olabilirim!'