Muridan
Ezvâc-ı Mutahherât

Ezvâc-ı Mutahherât

Hz. Peygamber’in zevceleri, mü’minlerin anneleridir. Bu husus, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle belirtilir: “Mü’minlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir. O’nun eşleri, mü’minlerin anneleridir...”[Ahzâb, 33/6]

Dolayısıyla Hz. Peygamber’in vefatından sonra herhangi bir in­sanın onlarla evlenmesi yasaklanmıştır. “...Peygamberin eşlerini nikâhlamanız, asla caiz değildir...”[2] âyeti, bu hükmü ortaya koymaktadır.

Sıhhatli görüşe göre Peygamberimiz, hayatı boyunca 11 kadın­la evlenmiş, ancak bunlardan ikisi (Hz. Hatice ve Hz. Zeyneb bint-i Huzeyme) ölmüşlerdi. Böylece bir arada dokuz eşi bulunmuştur. Ama dokuz rakamına hemen bir yılda, hatta üç-beş yılda değil vefatına kadar olan bir zaman içinde ulaşılmıştır. Bunlardan çoğu çocukludur, yani ölmüş olan eski kocalarından çocukları kalmıştır, duldur ve yaşlıdırlar. Bütün bunlar -az sonra sıralanacağı gibi - Peygamberimiz’in evliliklerinin birtakım sebep ve hikmetlere da­yandığını göstermektedir.

Evliliğin dörtle sınırlandırılmasını ve aralarında adaletsizlik yapmaktan korkulursa, bir hanımla yetinilmesini bildiren âyet inince[3] Peygamber Efendimiz, evlilik ilişkilerini hanımlarından dördü ile sınırlandırmış, diğerleriyle bu ilişkiler bir âyetin[4] yorumlanması ile, bu dördün yer değiştirmesi tarzında devam et­miştir.

Peygamberimizin hanımlarının birer odası vardı, bu odalar Mescide bitişikti. Hz. Peygamber, onların yanına sıra ile giderdi. Hepsine güler yüzlü davranır, adaletten ayrılmaz, evde kendine dü­şen işleri yapar, hanımlarından zaman zaman ortaya çıkan kıskanç­lık eseri bazı davranışları ve istekleri hoş karşılar, onlara hiddetlenmezdi. Sadece İ’lâ ve Tahyir olayında, onlardan bir ay kadar ayrı yaşamıştır. Biz bunu, “Resûlüllah’ın Şemâili” bahsinde özet olarak nakletmiştik. Özellikle eşlerinin, öğrendikleri dini bilgileri hemcinslerine öğretmelerinden hoşnutluk duyardı ve bunları tak­dir ederdi. Ömrü boyunca eşlerinden hiç birine bir tek şamar bile vurmamıştır. Eşlerine zaman zaman şakalar yaparak onların gönüllerini alırdı.

25 yaşından 50 yaşına kadar tam 25 sene tek evli bir hayat sür­müş, çok evliliğe geçişinde ise, İslâm âlimleri şu hikmetleri sırala­mışlardır:

1. İslâm dini, sınırlı, çok evliliğe adalet şartları çerçevesinde ce­vaz verdiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.v.), bu konuda ümmetine fiii bir örnek vermek durumunda idi.

2. İslâm’ın özellikle kadınlarla ilgili görüşlerinin çevreye yayıl­ması, Hz. Peygamber’in, birden fazla kadınla evlenmesini gerekti­riyordu. Çünkü İslâmiyet, yeryüzünde yeni yayılıyordu ve mevcut İslâm kadınlarının, yetişkin bayan öğretmenlere ihtiyacı vardı. İşte Hz. Peygamber’in eşleri, çevredeki İslâm hanımlarına mükem­mel birer öğretmen olmuşlardı, öğrendikleri dinî hükümleri, sürek­li olarak onlara aktarmışlardı.

3. Yakın çevrede İslâm birliğinin kurulması ve sağlam bir İs­lâm toplumunun oluşturulmasında evliliklerle kurulan akrabalık ilişkilerinin çok olumlu rolü oluyordu. Meselâ Hz. Âişe ve Hafsa ile evlilikler, buna örnek gösterilir.

4. Uzak çevre ile dostluk ve akrabalığı pekiştirerek İslâm’ın daha başarılı tebliği için şartların oluşturulması gayesi de, Hz. Pey­gamber’in evliliklerinde bir hikmet ve gaye idi. Meselâ, Hz. Cüveyriye ile Zeyneb bint-i Hüzeyme ve Hz. Meymûne buna örnek gös­terilir.

5. Hz. Peygamber’in bazı evlilikleri de, fedakâr ve cefakâr İs­lâm kadınlarını himaye ve onları takdir etme, itibarlarını koru­ma gayesine mâtuftu. Şöyle ki, ilk dönemde müslüman olan bazı kadınlar, çok eziyet görmüşler, Habeşistan’a ve sonra Medine’ye göç etmişler, kocaları vefat etmiş, birkaç çocukları da kalmış, üs­telik de aileleri Mekke’de henüz müşrik oldukları için onların ya­nına da dönememekte idiler. İşte Hz. Peygamber, bunları himaye etmek ve çocuklarını bakım altına almak istemiş, neticede bunları nikâhı altına almıştır. Hz. Sevde, Hz. Zeyneb bint-i Huzeyme, Hz. Ümmü Seleme ve Hz. Ümmü Habibe buna örnek gösterilir.

6. Hz. Peygamber, bazı evliliklerini o hanımın örfen sahip ol­duğu yüksek mevkiini korumak ve sahâbe arasında doğabilecek kıskançlık, kalp kırgınlığı ve dedi koduların önüne geçmek için ya­pıyordu. Meselâ Hz. Cüveyriye ve bilhassa Hz. Safiyye, buna örnek gösterilir.

7. Peygamber Efendimiz’in bazı evlilikleri de, yeni İslâmî bir hükmün yani hukuki bir yeniliğin topluma kazandırılması amacını güdüyordu. Hz. Zeyneb bint-i Cahş, buna örnektir.

8. Peygamberimizin bir hanımla evlenmesinde, bu sebep ve hik­metlerden birden fazlasının tecelli ettiği de görülürdü.[5]

 
Prof Dr. Hüseyin Algül, İslâm Tarihi, II . Cilt
 

[1]Ahzâb, 33/6.

[2]Ahzâb, 33/53.

[3]Bk. Nisâ, 4/3.

[4]Bk. Ahzâb, 33/51.

[5]Bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, terc. Hasan Ege, IV, 395-402; Tirmizî, Menâkıb, bâb: 64 (V, 707 - 711); Ebu’l-Hasan Ali en-Nedvî, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 350-357; Şiblî, Asr-ı Saâdet, II, 163-169; Hamidullah, Resûlüllah Muhammed, 257-260; Aynı Müellif, İslâm Peygamberi, II, 9-17; Tâhirü’l-Mevlevî, Müslümanlığın Medeniyete Hizmetleri, I, 304-305; Zekâi Konrapa, Peygamberimiz - İslâm Dini ve Aşere-i Mübeşşere, 490-496. 

Top