Hz. Ali, İslâm’a dâvet için Tayyi’ kabilesine gönderilmişti.
Bu görev için Hz. Ali’nin bir askeri müfreze ile gelmekte olduğunu casusları kanalıyla öğrenen Adiyy b. Hatim Şam’a kaçmıştı. Ancak kız kardeşi Saffâne, esir olarak Medine’ye getirilenler arasında idi. Hz. Peygamber ona çok iyi davrandı, birtakım bahşişlerle bir de binit verdi ve muhafızlarla Şam’a yolladı. Adiyy b. Hatim, kızkardeşine yapılan iyi muâmelenin etkisinde kalmıştı. Kızkardeşi de ısrarla gidip O’na tabi olmasını tavsiye ediyordu. Nitekim Medine’ye gitti, Hz. Peygamber, onu evine götürdü, bir minder üzerine oturttu, kendisi ise yere oturmuştu. Adiyy, Peygamberimizin yoksullarla, yaşlılarla, çocuklarla, her sınıf ve meslekten kişilerle ilgilendiğini de görmüştü. Bütün bunlardan, onun dünya saltanatı peşinde yürüyen biri olmadığını çıkarıyordu.
Hz. Muhammed (s.a.v.), aslen Hıristiyan olan Adiyy ile uzun uzun sohbet ettiler, neticede Adiyy b. Hatim müslüman oldu. Resûlüllah (s.a.v.), ona “Yakında Arabistan Yarımadasının her yanında köklü bir güvenliğin hâkim olacağını” da müjdeliyordu.[1]
Resûl-i Ekrem Hazretleri, Adiyy b. Hatim (r.a.)’i ensârdan bir zatın evine yerleştirdi; ona süratle namaz, oruç, zekât ve diğer dini emirlerle inanç esaslarını öğretti, sonra onu Tayyi’ler üzerine vali tayin etti. Bu zât, ölünceye kadar İslâmiyet’e fevkalâde bağlı bir hayat sürdü.
[1] İbn Hişâm, IV, 225-227; Halebî, NI, 225; İbnü’l-Esîr, II, 285; M. Asım Köksal, X, 62-71; Ebu’l-Hasan Ali en-Nedvî, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 263; A. Zeynî Dahlan, es-Sîretü’n-Nebeviyye, NI, 24; Şiblî, Asr-ı Saâdet, I, 431; Cevdet Paşa, Kısâs-ı Enbiyâ, I (1-4. cüz), 321; Tâhirü’l-Mevlevi, Müslümanlığın Medeniyete Hizmetleri, I, 261 vd.