İmâm-ı Şiblî (k.s) bir adama: - Nereye gidiyorsun? - Hacc’a. - Öyle ise iki çuval götür, onlara orada rahmet doldur ve onları giy, bize getir ki, haccdan nasibimiz olsun, kalana onu verelim, ziyaret edeni onunla ağırlayalım.
Adam dedi ki “Huzurundan vedalaşıp çıktım, döndüğüm zaman Şiblî bana sordu”
- Haccettin mi?
- Evet
- Haccetmek için ne amel yaptın?
- Guslettim, ihrama girdim, iki rekat namaz kıldım ve telbiye (hacıların “lebbeyk allâhümme lebbeyk” demesi) ettim.
- Bununla haccı akdettin mi? (İhrama girmişsen önceki akitlerini bozdun mu)
- Evet
- Peki yaratıldığından beri bu akdine muhalif bütün akitleri bozdun mu?
- Hayır
- Sen akdetmemişsin (bağlanma)
- Sonra elbiseni çıkardın mı?
- Evet
- Yaptığın her işten de soyundun mu?
- Hayır
- Sen elbiseni çıkarmamışsın.
- Sonra temizlendin mi?
- Evet
- Bu temizlenmenle sende bulunan her illeti giderdin mi?
- Hayır
- Sen temizlenmemişsin.
- Sonra sen telbiye ettin mi? (buyur geldim dedin mi)
- Evet
- Aynen telbiyenin cevabını aldın mı? (cevap; Hakk’ın o şuurun sende olması)
- Hayır
- Sen telbiye etmemişsin.
- Sonra sen Harem’e girdin mi?
- Evet
- Hareme girmekle her haramı terk etmeye ahdettin mi? (Harem, korunan yer anlamındadır. Yasak bölge, korunmuş yer)
- Hayır
- Sen hareme girmemişsin.
- Sonra Mekke’yi gördün mü?
- Evet
- Mekke’yi görmekle Allah’dan sana bir hal geldi mi? (Mekke, emin belde)
- Hayır
- Sen Mekke’yi görmemişsin
- Kabe’yi gördün mü?
- Evet
- Allah için kastettiğin gayeye erdin mi?
- Hayır
- Sen Kabe’yi görmemişsin
- Hacer’i Musafaha (el sıkışma) ettin mi?
- Evet
- Hani denilir ki Hacer’i musafaha eden Hakk’ı musafaha eder. Hakkı musafaha eden de güven mahallindedir. Binaenaleyh sende güven alameti gördün mü?
- Hayır
- Sen Hacer’i musafaha etmemişsin
-İki rekat namaz kıldın mı?
- Evet
- Allah Azze ve Celle’nin önünde durur gibi, olduğun yerde durup niyetini O’na gösterdin mi?
- Hayır
- Sen namaz kılmamışsın
- Safa’ya çıkıp orada durdun mu? (halka nisbet edilen sıfatlardan soyunma)
- Evet
- Ne amel ettin
- Orada tekbir ettim
- Safa’ya çıkmakla sırrın saflaştı mı? Rabbini tekbir etmekle ekvân (varlıklar, âlemler) gözünde küçüldü mü?
- Hayır
- Sen Safa’ya çıkmamışsın ve tekbir de etmemişsin. (Kabe’yi selamlama)
- Sa’yinde hervele (koşma) ettin mi?
- Evet
- O’ndan O’na kaçtın mı?
- Hayır
- Sen hervele (iki yeşil ışık arasında koşma) ve Sa’y (yürüme) etmemişsin.
- Merve’de durdun mu?
- Evet
- Merve’de iken üzerine huzurun indiğini gördün mü? (ilahi isim ve sıfat kadehlerinden doya doya içmek)
- Hayır
- Sen Merve’de durmamışsın
- Arafat’a çıktın mı? (hak makamında bulunmak)
- Evet
- Halk edildiğin ve varacağın yeri bildin mi? Bildin mi ki Rabbin kimdir ve inkâr etmekte olduğun o Zatı Kibriya kimdir? Ve Hak sana, havassı aşina kıldığı bir hal gösterdi mi? (men arefe sırrına işaret)
- Hayır
- Sen Arafat’a çıkmamışsın.
- Şeytana taş attın mı?
- Evet
- Sendeki cehaleti attın mı ve bu suretle sende ilim zuhur etti mi?
- Hayır
- Sen taş atmamışsın.
- Ziyaret ettin mi? (Hacc ettin mi)
- Evet
-Sana Hakikatten bir şey keşfedildi mi? Yahut ziyaret sebebiyle ikramların arttığını gördün mü? Çünkü Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur; “Hacılar ve Umre yapanlar, Allah’ın ziyaretçileridir. Ziyaret edilenin kendisini ziyaret edene ikram etmesi bir Hak’dır.”
- Hayır
- Sen ziyaret etmemişsin
-İhlal (bozma, sakatlama) ettin mi?
- Evet
- Helal yemeğe azmettin mi?
- Hayır
- Sen ihlal etmemişsin.
- Veda ettin mi?
- Evet
- Nefsinden ve ruhundan bil-külliye çıktın mı?
- Hayır
- Sen veda etmemişsin, hacc da etmemişsin.