Şeyh, Allâh’ı kullarına gerçek manada sevdiren, kullarını da Allâh(c.c)’a sevdiren ve yaklaştıran kimsedir. Şeyh, ittiba-i Resul(sav)’u şart koşar ve oraya götürür. Tezkiy-i nefis yoluyla Cenab-ı Hakk’ı bildirir ve sevdirir. Şeyhin üzerinde Cenab-ı Hakk’ın verdiği bir vakar vardır. Şeyhlik yolundaki salik nefsini iradesiyle iyiliğe sevkeder. Kalbin biri nefse diğeri ruha bakan iki yüzü vardır. Şeyh, kendi nefsini daha önce nasıl düzeltmiş ise müridini de öylece düzeltir. Hz. İsa: “İkinci doğumu gerçekleştiremeyen kimse, semanın melekutuna yükselemez.” buyurur.
Akıl, mülk aleminde tasarrufa sahip olduğu için matematik ilminin delillerine vakıf olabilir. Fakat, melekut alemine yükselemez.
Şeyhlik konusunda sâlih sâlikin durumu:
1-Mücerred Salik: Cenab-ı Hakk’ın kendisine lütfettiği kadar nasibini alır. Nefse ait bazı sıfatlardan dolayı şeyhliğe erişemezler.
2.Mücerred Meczûb: Farzların dışında belli bir amelleri ve seyr-i sulukları olmadığı halde Allâh(c.c)’ın kendilerine lütfettiği kadar, ruhi huzur ve sükuna erişilen hallerden nasibini alabilirler. Şeyhlik makamına layık olamazlar.
1.Salik-i Meczub: Diğer ikisine nazaran daha açık, lutfu ilahiye daha mazhar, daima avlar ama avlanmaz. Bazı sıfatlardan dolayı şeyhlik makamına ulaşamazlar.
2.Meczub-u Salik: Mutlak şeyhlik makamına en layık olanlar ; “Perde-i gayb kalksa yakinim ziyadeleşmeyecek.” diyebilenler. Halin etkisinden kurtulmuş, hal ona değil o hale galiptir. Bedenler ve kalıplar Hakk'a yaklaştırılmış ruhların uzanıp kısalarak secde eden gölgeleri gibidir. Asılları şehadet aleminde kesif, gölgeleri latiftir. Gayıp aleminde ise asıllara latif, gölgeleri kesiftir.
Şeyhlik makamına eren;
Hakka'l-yakîne ulaşmış bir arif ,
Maddi - manevi, nurani ve zulmani perdelerden sıyrılmış,
Hakk tarafından sevilen, nazarı deva, sözü şifa, Sukutu Allâh’la, lütfu ve kahrı bir gören kimsedir.
Sühreverdî, Avârifü'l-Ma'ârif, 10. Bölüm