Allahu Teâlâ, Efendimiz aleyhisselama “Habibim” buyuruyor. Habib, sevgili demektir. Şimdi İmam-ı Gazalî, İmam-ı Kastalânî hazretleri gibi İslâm âlimlerinden naklen Allahu Teâlâ’nın sevip sevmediği kimseleri bildirelim!
Kur’an-ı Kerim’de mealen: “Allah, onları (Ashâb-ı kiramı, Sâlihleri) sever, onlar da Allah’ı severler” buyruluyor. (Maide, 54)
Yine Allahu Teâlâ şunları sever:
“Sabredenleri sever.” (Âl-i İmran, 146)
“Tevekkül edenleri sever.” (Âl-i İmran, 159)
“İyilik edenleri sever.” (Bakara, 195)
“Adalet edenleri sever.” (Mâide, 42)
“Tevbe edenleri sever.” (Bakara, 222)
Allahu Teala şunları sevmez:
“Aşırı gidenleri sevmez.” (Bakara, 190)
“Fesadı sevmez.” (Bakara, 205)
“Zâlimleri sevmez.” (Âl-i İmran, 57)
“Kibirlenenleri sevmez.” (Nahl, 23)
“Hainleri sevmez.” (Enfâl, 58)
Allahu Teâlâ, Peygamber Efendimiz hakkında: “De ki; eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin, günahlarınızı affetsin!” buyuruyor. (Âl-i İmran, 131)
Peygamber Efendimiz de: “Allah ve Resulü bir kimseye, herkesten daha sevgili olmadıkça, iman etmiş olmaz.” buyuruyor. (Buharî)
Selman-ı Farisi hazretlerinin bildirdiği hadis-i kudside buyruluyor ki:
“Ey Resulüm, İbrahim’i halîl (dost) edindiysem de, seni de habîb (sevgili) edindim. Senden daha sevgili hiçbir şey yaratmadım. Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım.” (Mevâhib-i Ledünniyye)
Yine aynı kitaptaki hadis-i şerifte, “Allah, İbrahim’i halîl edindiği gibi beni de halîl edindi” buyruluyor. Şu hâlde Peygamber Efendimiz hem habîbtir, hem de halîldir.
Sevginin kuvvetli olmasına “aşk” denir. Mevlidde de; “Habibim, sana aşık olmuşam” ifadesi geçer. Bazı kimseler, nefsin şehvânî arzularına aşk dedikleri için Allahu Teâlâ’nın, Habîbi’ni çok sevmesini, yani aşk ile sevmesini kabul edemiyorlar. “Mevlidin burası yanlış” diyorlar. Oysa Allahu Teâlâ, en çok Habîbi (s.a.s.)’ni sevmektedir. Dinde, fazla sevgiye aşk denir. Mevlidde geçen ifade de yanlış değildir. İlâhî tenzihe aykırı yeri yoktur.