"Kişinin yamalı elbise giymesi, onun için, emanet olan şeyi yemesinden daha hayırlıdır."
Nevfel b. Îyas el-Huzelî (r.a) şöyle söyledi:
“Abdurrahman b. Avf’ın evine, içinde ekmek ve et bulunan bir tabak getirdik. Tabak Önüne konulunca Abdurrahman ağladı. Ben:
- Niye ağlıyorsun? dedim. O da:
- Rasûlullâh (s.a.s) ile ailesi, arpa ekmeğiyle doymadan öldüler. Bizim için hayırlı olan şeyden dolayı geciktirildiğimizi zannetmiyorum, diye cevap verdi.”
Heffan b. Kahil’e, Hz. Aişe (r.anhâ) şunu anlattı:
"Bize bir gece, Ebû Bekr’in evinden bir koyun budu hediye edildi. Vallahi, onu parçalamak için Rasûlullâh’la adeta yarışıyorduk.
- Mü’minlerin annesi lambasız mı? dedim. O da:
- Eğer lambamız olsaydı, onu (eti) yerdik. Muhammed’in (s.a.s) ailesinin üzerinden ay gelir geçer de evde ne ekmek pişirilir ne de tencere kaynatılırdı."
Enes b. Mâlik (r.a) şunu anlattı:
"Bir arpa ekmeği ve kokusu değişmiş bir miktar iç yağıyla Rasûlullâh’ın (s.a.s) yanma gittim. O’nun ailesinin sabah akşam bir sa’dan başka yiyeceği olmadı. Hâlbuki onlar o sırada dokuz haneydiler.”(1)
Ebû Hureyre (r.a) şöyle anlattı:
"Oturarak namaz kılarken Rasulullah’ın (s.a.s) yanına girdim:
- Ya Rasûlallâh! Neyin var? dedim.
- Açlık, buyurdu. Bunun üzerine ağladım. Rasulullah (s.a.s):
- Ebû Hureyre, ağlama! Çünkü dünyada sevabı beklenirse kıyamet gününde, açlığın şiddeti acıkana isabet etmez, buyurdu."(2)
Enes b. Malik (r.a) şöyle dedi:
"Hz. Fâtıma (r.anhâ), Efendimiz (s.a.s)’e bir ekmek parçası getirdi. Hz. Peygamber (s.a.s):
- Fâtıma! Bu parça nedir?” dedi. Hz. Fâtıma:
- Bir somun yaptım. Bu parçayı sana getirmeden içim rahat etmedi, diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.s):
- Bu, üç günden beri babanın ağzına giren ilk yiyecektir, buyurdu."(3)
İbn Abbas (r.a) şunu anlattı:
"Rasulullah (s.a.s); zırhı, ailesine yedirmek için aldığı otuz sa’ arpa karşılığında bir yahudide rehin iken vefat etti."
Hz. Aişe (r.anhâ) şunu söyledi:
"Rasulullah (s.a.s), zırhı, yahudi Ebû Şahme’de rehindeyken vefat etti."
Enes (r.a) şöyle anlattı:
"Rasûlallâh (s.a.s), gelmem için bana haber gönderdi. Rasûlallâh (s.a.s) hizmetçisini, buğday satın almak üzere bir yahudiye göndermişti. Şöyle buyurdu:
- Söyle ona, bize iki elbise versin. Bize bir şey gelince onu ödeyelim.
Adam, halka satış yaparken benimle oyalanmağa başladı. Sonra bana dönüp:
- Vallahi, Muhammed’in (s.a.s) ne ekini var, ne sağılır hayvanı. Bana nerden ödeyecek? dedi. Gelip Peygamber’e (s.a.s) bildirdim. Hz. Peygamber (s.a.s):
- Allah’ın düşmanı yalan söylemiş. Eğer bana verseydi, borcumu ona öderdim. Ben ona, onlardan daha hayırlıyım, buyurdu ve şunu ilave etti:
- Kişinin yamalı elbise giymesi, onun için, emanet olan şeyi yemesinden daha hayırlıdır."(4)