Muridan
Resûl-i Ekrem’in Taiflileri İslam’a Daveti Sohbeti

Resûl-i Ekrem’in Taiflileri İslam’a Daveti Sohbeti

‘Âlemlere rahmet olarak gönderdim Seni Ey Peygamberim.’ (Enbiyâ Suresi, 107)

Biliyorsunuz Peygamberimiz İslamiyet’i ilk defa anlatmak, tebliğ etmek için oraya başvuruyor sıkıntı geliyor, oraya başvuruyor. Taif’e gitme hadisesi var. Tarihi bir vaka. Taif’te insanları Hakk’a çağırıyor tabi ki oradakileri. O kadar hakarete uğruyor ki; ‘Ema vecedallahu raculen’ öyle diyorlar O’na. Tanımıyorlar. Tanımak meselesi ayrı bir şey. Hakk’a çağırıyor. Diyorlar ki Mekke’de eşraftan şöyle şöyle insanlar var. Sözüm ona Sen kim oluyorsun ki Peygamberlik davasına kalkıyorsun? Eğer ki Peygamberlik verilecek olsaydı Mekke’de şu adama verilir, buna verilirdi. ‘Ema vecedallahu raculen’ öyle diyor. Bulamadı mı gönderecek bir kimseyi ki Seni gönderdi? Bu ağır bir söz Peygambere söylenecek. Ne kadar ağır! Biz şu anda bile Peygamberin ismi anıldığı zaman aşk-ı muhabbeti olan ne yapıyor? Paralıyor kendisini. Cenâb-ı Allah’ta, Peygamberimizi nasıl ifade buyurmuş, anlatmış?

وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمٖينَ

Âlemlere rahmet olarak gönderdim Seni Ey Peygamberim.’ (Enbiyâ suresi, 107)

Ama hiç yılmıyor. O hadise, Peygamberimizin hayatı hepsi bir örnektir. Her şey bir örnek. Bundan sonra oraya gidiyor, buraya gidiyor yetmiyormuş gibi, çok duyduğunuz olay ama çocuklara diyorlar ki: ‘Taşlayın!’ tarih kitapları hep böyle yazıyor. Resulullâh Efendimizin mübarek ayaklarını kaldırdığında birkaç tane taş, indirdiğinde birkaç tane taş ayaklarına değiyor. Kan revan içerisinde o halde bir bağ gözüne ilişti. Bağ sahibi, demek ki Allah O’na o şekilde yardım edecek ya Peygamberimize, görmüş Peygamberimizin o halini, acımış, O’nu Addas vasıtasıyla oraya çağırdı. Addas da O’na orada bir tabak içerisinde üzüm ikram etti. Peygamberimiz tabi üzgün bir vaziyette. ‘Bismillah’ dedi. ‘Allah’ın ismiyle.’ Addas’ın gözleri fal taşı gibi açılmaya başladı. İşte Peygamberimize hitaben ‘Bu mıntıkada, burada bu sözü bilen bir kimse yok. Bilmez bunu kimse.’ Peygamberimiz soruyor: ‘Ya Addas! Sen nerelisin?’ O’da diyor ki: ‘Ben Ninovalıyım.’ Ninovalıyım deyince konuşma geçiyor. ‘Benim kardeşim Yunus bin Metta’nın memleketindensin, öyle mi?’ Addas diyor ki: ‘Sen Yunus bin Metta’yı nereden tanıyorsun?’ ‘Niye tanımayayım? O, Benim kardeşim. O Peygamberdir. Bende Peygamberim.’ Tabi orda tanışma oluyor. Addas, bak nasip görüyor musunuz, Peygamberimizin eline ayağına kapanıyor. Orda, oracıkta O’na iman ediyor. Dedim ya iman meselesi öyle bir şey. Sebep, sebep, sebep… Cenâb-ı Rabbü’l Âlemin şerleri hayra nasıl tebdil ediyor? Addas orada Müslüman oldu.

Yedi, içti tabi Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam oradan ayrıldı. Mekke’ye gelecek. Mekke’den dışarı çıktıktan sonra içeri girmek için, öyle her kişi giremiyor, mutlaka Mekke’nin o zamandaki, eşraf diyeyim, idareci durumunda olanlardan mutlaka bir sığınma talebinde bulunmak gibi. Arıyor, arıyor. Hatta müşriklerden bir tanesi O’na bu şekilde dokunmayın O’na şeklinde, (veriyor.) öyle giriyor tekrar, çıktığı Mekke Mükerreme’ye.

Hidayet dediğimiz şey işte böyle bir şey. Ondan beri didiniyor, uğraşıyor Peygamberimiz. Şöyle dünya atmosferine baktığınız zaman O’ndan sonra dört halifeden sonra hükümdar halifeler, bunlar geldi. Geldi, geldi. Osmanlı’da kemal derecesini buldu. Osmanlı’yı yıktılar. Şimdi zeval kıyamete yakın da İslamiyet son sözünü söyleyecektir mutlaka. Takdir-i ilahi böyle. Bu dünyayı Cenâb-ı Allah, iyi kulları için, Müslümanlar için yarattı. Bu O’nun kanununa hiçbir zaman aykırı olan bir şey değil. Arada bir tekrar ediyorum. Şu andaki dünya nüfusunun şu kadarı şöyle bu kadarı böyle, Müslümanlar iki milyar. Onlar kötülük yapsınlar diye bu dünya kapısını Cenâb-ı Allah insanlara açmadı ki. Ama Hazreti Âdem de Peygamber olarak onu tevhid ile açtı. Ondan sonra yine tevhid, imanla bu iş nihayete erecektir kıyamete.

Kıyameti Cenâb-ı Allah, yani kıyametin son zamanlarında ‘La İlahe İllallah Muhammedur Resulullâh’ diye herkes bu inanç içerisinde olacak ve onların canlarını tatlılıkla alacak. Esas kıyamette imansızlar üzerine kopacaktır gürültüyle. Rabbimiz dünyanın kapısı kelime-i tevhid ile açtı. Yine onunla kapatacak.

 

Abdullah Demircioğlu Hocaefendi’nin Resûl-i Ekrem’in Taiflileri İslam’a Daveti Sohbetinden…

Top