“Muhakkak ki bu mescid, yapılırken takva ve tevhid temeli üzerine kurulmuş ve böyle devam edegelmiştir. Habibim! Bu mescidde senin namaz kılman çok doğru ve hayırlıdır.
Bu mescidde son derece temizliği ve nezaheti seven müttakî bir cemaat vardır. Allah da çok temiz ve faziletli olanları sever.”(1) Denilmiştir ki, bu âyet-i kerîme nazil olunca Resûlullâh, beraberindeki Muhâcirlerle yürüyüp Kuba Mescidine vardı, kapısında durdu, içinde Ensâr oturuyorlardı. Onlara: “Siz, mü’min misiniz?” diye sordu. Cemaat, sükût ediyordu. Bunun üzerine soruyu tekrarladı. Hz. Ömer: “Yâ Resûlâllah! Bu topluluk şüphesiz ki, mü’minlerdir. Ben de onlarla beraberim.” dedi. Hz. Peygamber buyurdu ki: “Kazaya razı olur musunuz?” “Evet!” dediler. Buyurdu ki: “Belâya sabreder misiniz?” “Evet!” dediler. Buyurdu ki: “Bollukta şükreder misiniz?” “Evet!” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Kâbe’nin Rabbı hakkı için mü’minler…” dedi ve oturdu.
Sonra: “Ey Kuba’lı Ensâr topluluğu! Allah (c.c.) sizi övdü, abdestte ne yapıyorsunuz?” buyurdu.
Dediler ki: “Büyük abdestten sonra üç taşla ve takiben su ile taharetleniriz.”[2]
Bunun üzerine Aleyhisselâtü vesselam Efendimiz “Orada günahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven adamlar vardır.” meâlindeki âyeti okudu.[3]
Kuba ahâlisi, gerek büyük abdestten, gerek küçük abdestten, gerekse manevî pisliklerden temizlenmekte çok hassas idiler. Temiz insanlardı. Cünüp durmazlar, bu halde iken katiyyen uyku uyumazlardı. Cismanî pisliklerden temizlenmekte bu kadar hassas olmakla beraber kötü ahlâktan, günahlardan uzak kalmak ve kalbin manevî temizliğini sağlamak hususunda da gayretli idiler.
[1] Tevbe, 9/108. Kuba mescidi, Hz. Osman zamanında genişletilmiş, Ömer b. Abdülâziz’in Medine valiliği esnasında süslenip, üzerine kubbelerle yanına minare eklenmiş, Kanunî Sultan Süleyman ve diğer bazı Osmanlı padişahları tarafından zaman zaman tamir edilmiştir. Hâlen sağlam bir şekilde ayakta olup, bulunduğu yer, Medine’nin bir mahallesi haline gelmiştir, hacc ve umre için kutsal beldeye gidenler Medine’ye vardıklarında bu mübarek mescidi de ziyareti ihmal etmezler.
[2] Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, IV, 2618. Bevl (idrar) eserini de, su ile temizledikleri rivayet edilir.
[3] Tevbe, 9/108.
Bizi sosyal medyada paylaşın: