Salih’in devesi görünüşte deveydi, o zalim kavim, bilgisizlik yüzünden deveyi kestiler. Su için deveye düşman olduklarından kendileri, mezara su ve ekmek oldular. ( helak olup mezarı doyurdular). Allah devesi, ırmaktan buluttan su içmekteydi. Onlar, Hakk’ın suyunu Hak’tan esirgediler Salih’in de..
Kâdirî tarikatı Hâlisiyye piri eş-Şeyh Abdurrahman Hâlis (k.s); güzel ahlak sahibi, duası makbul, hatırnâz bir meşayıhtı. Şeyh Hâlis’e özel bir kurye ile mektuplar göndererek, tarikatının yayılması için halifelerinden birisinin Sivas’a görevlendirilip gönderilmesini istemişler ve isteklerini defala..
Amr İbnu’l-Âs (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah şöyle buyurdu: “Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm/45; Ebû Dâvûd, Savm/15 İbni Abbas (r.a) şöyle dedi: “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.” (Buhârî, Savm/..
Hz. Peygamber’in zevceleri, mü’minlerin anneleridir. Bu husus, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle belirtilir: “Mü’minlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir. O’nun eşleri, mü’minlerin anneleridir...”[Ahzâb, 33/6]..
Allah Teala'nın havass kullarının orucu, şu altı organı muhafaza etmekle gerçekleşir: 1. Gözü kısarak bakışta derinleşmemek. 2. Kulağı bir haramı dinlemekten, günahtan korumak ve batıl ehlinin sohbetine katılmamak. 3. Dili, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahil olmaktan muhafaza etmek, söyl..
“Din, insanın fıtratında yer alan bir duygudur ve eğitimle desteklenmelidir.” (Abdullah Demircioğlu) Zuhûr: Efendim, kısaca kendinizi tanıtır mısınız? A. Demircioğlu: 1949’da Trabzon’un Maçka ilçesinde dünyaya geldim. 1972 yılında Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü’nden, ..
Derviş; sözlükte fakir, muhtaç ve dilenci/sâil anlamına gelir. Çoğulu dervişân veya derâviş şeklindedir. Tasavvuf terimi olarak derviş şu gibi anlamlara gelir: 1. Fakir ve muhtaç. Baştan beri sûfiler ve ermişler fakir ve muhtaç sıfatıyla nitelendirilmişler, onlar da bunu iftiharla kabullenmişlerdi..
...İnsanın iç dünyasıyla çelişki ve çatışmalı yaşamasına razı olmayan sevgi ve merhamet dolu bir yaklaşım içinde olmak, hoşgörülü olmak… Hoşgörü, bir yaklaşım ve tavırdır. Hoşgörü, ufku dar olanla, ufku geniş olanın farkıdır. Hoşgörü, güzele yaklaşım ve değişimi teşvik eden sevgi dolu bir bakıştır...
Sevgili Peygamberimiz, her konuda olduğu gibi vefakârlıkta da önderdi. Ahdinde dururdu, vadinde sadıktı, sözünden caymazdı, kendisine ve ashâbına yardımı dokunanları asla unutmaz, dostlarını sık sık arar, hâl ve hatırlarını sorardı. İnsanlara sevgisi sürekli, hizmeti samimi ve daimi idi. Müslümanla..
Abdullah Demircioğlu - Cenab-ı Allah (c.c) kendisini tanımamızı istiyor 19.01.2007 ..
Yaratıkların en üstünü, Rabbü’l-Âlemî’nin medh u senâsına lâyık insan şüphesiz ki âhir zaman Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’dır. “Biz, seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, /107) O’nun indallâh ne büyük bir makamı ihraz ettiğini ve Makâm-ı Mahmûd’un tek sahibi olduğunu âyet ortaya ko..
İnsan, rûh ve bedenden oluşan bir varlıktır. Rûhu ile yukarı âleme, bedeniyle aşağı âleme bağlıdır. Rûh İlâhî, beden ise maddîdir. Beden topraktan gelir, yine toprağa gider. “Sizi ondan (topraktan) yarattık, oraya döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağız.” (Taha, 20/55) İnsan, hayvanlard..
Her insanın kendi kalbine iyi bir gözle bakması, ona, hayırlı ve nurlu fikirler sunması, kötü duygulardan arıtması hususunda dikkat ve ihtimam göstermesi lâzımdır. Çünkü kalbin tehlikeleri büyük, aldığı etkilerin izleri silinmez, bozukluklarını düzeltmek çok güçtür. Âlimler, kalbin korunmasını ve eğ..