(Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (oruç) tutar. (İhtiyarlığından veya tedâvisi mümkün olmayan bir hastalıktan dolayı) oruç tutmaya gücü yetmeyenlere, (her güne karşılık) bir yoksulu (sabah-akşam) doyuraca..
Kan Aldırmak Orucu Bozar mı? Ebû Sa‘îd (r.a) anlatıyor: Rasûlullâh (as) buyurdular ki: “Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak.”..
Akraba da olsa, zaruret olmadıkça, bir kabre, iki kişi gömülmez. Ancak ihtiyaç halinde bu caiz olur. Örneğin Bedir Savaşı'nda kefen bulunamadığı için bir kabre iki şehid gömülmüştür...
Bu üç terim açık (bedihî) bilgileri ifade eder. Yakîn öyle bir ilimdir ki, bu bilgiye sahip olan kimse ulemâ dilinde kullanılan manada ve mutlak olarak şüpheye düşmez...
O, ödüle erişmek istiyordu. Ama bir insanın neye erişeceğini, Cenâb-ı Hak bilirdi. Bakalım Büreyde, “yüz deve” diye ısrar mı edecek?..
Bunun üzerine Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.), çevresinde kümelenmiş olan ashabına: “Şu açı kim doyurur? Kim misafir eder?” diye sordu...
266. Mücâhid'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Lokman Hekim (as) kalın dudakları, geniş tabanları olan Habeşli bir köle idi. İsrailoğullarına baş kaldırmıştı."..
Gavsü’l-Azam Şeyh Abdülkadir Hazretleri bir gün ders verirken üzerine kocaman bir yılan düştü. Şeyhin etrafında bulunanlar korkup kaçtılar...
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Allah'ı zikretmek için bir mecliste oturanları, melekler, halka çevirerek kuşatırlar. Allah'ın rahmeti kendilerini kapsar ve Allah Teâlâ, onları nezdinde bulunan kimselerin yanında anar." (İmam Ahmed, Ebu Ya'lâ ve Taberânî) "Sadece Allah rızası için bir araya geli..
Azîz Mahmûd Hüdâyî'nin yükselmesi bâzı talebelerin kıskançlığına yol açtı. Durumu sezen Üftâde hazretleri, onun samimiyetini göstermek istedi. O sırada mevsim kış idi...
Yanımdakiler: ‘Ahmet delilik etme, ye yemeğini’ dediler. Ancak benim gönlüm bu hale elvermedi. Bir lokma kendim yedim, bir lokma köpeğe verdim...
Allahu Teâlâ’ya (c.c.) sonsuz hamd ü senalar olsun. Sevgili Peygamberimize (s.a.s.) ve pak, temiz âl ve ashâbına salât ve selâm olsun. Bir Ramazan-ı Şerif ayını daha geride bırakıp, bayrama kavuşturulduk… Bunun için ne kadar şükretsek azdır… Oruçlar tutuldu, teravihler kılındı, şeytanlar bağlı oldu..
Bir gün Ebû Hüreyre (r.a) Medine çarşısına uğrar, çarşıya hakim bir yerde durur ve: – Ey çarşı esnafı! Rasulullah’ın mirası bölüştürülüyor, dağıtılıyor, taksim ediliyor, siz burada duruyorsunuz. Gidip payınızı almayacak mısınız? ..
...Cennetlik olmuştu. Bu zât, ashâb arasında bulmaca gibi sorulurdu: “Bilin bakalım! Hiç namaz kılmadan Cennet’e giren adam kimdir?” Cevap: “Şehid çobandır!”..
Ey evlat! Perişan hâline en uygun şey, bendedir. Söyleyeyim: Hiç kimseden bir şey alma. Kimsenin vergisini bekleme. Anlayamadığını kimse anlatamaz...
Abdullah b. Abbâs (r.a) der ki: "Rasûlullâh (a.s)’ın gece, nasıl namaz kıldığını göreyim diye, zevcesi olan teyzem Meymûne binti Hâris’in evinde yattım. O zaman, ben on yaşlarında idim."..